Dilek ağacı Almanya'daki Dünya Kupası, çelişkiler kupası oldu. Bir yanda insanlık dışı faullerle, insanlıktan çıkmanın yeni resimlerini gördük. Öte yanda, starlığın aksesuarla değil, yürekle bağlantılı olduğunu... Futbolun aslında dünyayı ayağa kaldıran bir orkestra olduğunu zaten biliyoruz. Ama notaları yazanların, orkestradaki elemanlardan daha değerli olduğunu, bu kez daha iyi anladık. O yüzden teknik adamların değeri, yarından tezi yok daha bir artacaktır.
***
Dünya Kupası'ndaki hakemlere gelince... Bir gerçek var ki, futbolun adaletini linç eden hakemlik, artık bütün dünyaya egemen olmuş. Dünya sponsor dünyası... İşin içinde para olduğu sürece, puştluk asla bayatlamaz. Hakemler, kendilerini yöneten dünyadan çıkıp da, maçları adil yönetecek ha! Hakemlerin adaleti yitirmesine zemin hazırlayan, "bahis sistemini" de kimse inkar etmesin. Nefsine hakim olamayan namussuzluğun içindeki adamların adı hakem... Soyadı sponsor! Bu infazlarda, çok takımın canı yandı. O yüzden hakem kurşunuyla elenen ülkelere, benden bir slogan armağan olsun. "Bizim mahalleye bir hakem taşındı, mahallenin midesi bulandı..."
***
Futbol dünyası hızla kirlenirken, yalan haberde birinciliği bizim ülkemize verdiler. Spor medyasının "güvenilir" olmadığı ülkeler sıralamasında, rakibimizi arıyoruz. Transferde "Gazeteler beni kandırdı hikayeleri", ikinci baskısını yaptı. Bekleyin bakalım siftahı kim yapacak? "Biz yazdıysak doğrudur" diye... 318'de bir ihtimalin yaygarasında...
***
Kendi ülkesine karşı yapılan haksızlıklara bekçi olmakla, futbolcularına ayna tutmak konusunda İngiliz medyası rakipsiz. Ne güzel değerlendirmişler, kendi içlerindeki ihaneti... "10 aslan 1 aptal çocuk!" Aptal olan Rooney! Brezilya basını da onlar kadar gerçekçi. Bizim ülkemizde umutlarımızı, değerlerimizi ve sportmenliğimizi İsviçre maçıyla çimlere gömenlere, "yiğit" muamelesi yapıldı. Çirkinliğin mimarları Alpay'a, Emre'ye, Fatih Terim'e methiyeler düzüldü. Bizim sorunumuz, gazeteler ve televizyonlardaki ahlaksızlık tanrıları! Adamına göre muamele istasyonlarının, üç paralık şefleri! O yüzden yarınlarımız karanlıklara gebe. Küfüre, edepsizliğe ve adam kayırmaya... O yüzden fesliyiz hala!
***
Dünya Kupası'ndaki en renkli sınav, Zidane ve Ronaldinho arasındaydı. Zidane, çağının bütün hünerleri, beyninden ayaklarına vurmuş özel bir adamdı. Hayat çırağı, self servis ustası... Varolmak çayırındaki saçları dökülmüş küheylan! Ronaldinho, çağının bütün kompleksleri yüzüne vurmuş zamane artistiydi. Kendisindeki cevheri çarmıha geren pahalı züppe. Süslü bir at, 90 dakika sadece kendine kişneyen. İkisi de ayaklarını ve yüreklerini sınadı. Zidane hepsinden omuzları dik çıktı. Takım halinde, en güzel ders böyle verilirdi, kendilerini bir üst katta görenlere. O yüzden Brezilya evine erken döndü...
***
Bunca adaletsizliğe, namussuzluğa ve ayrımcılığa karşılık, her şeye rağmen, futbolun bir keyfi var. Diliyorum ki, yeni sezonda futbol çocuklarımızın dilek ağacı olmalı... Zalimlerin "çocuk oyuncağı" değil...