Damsız girilmez Biliyorsunuz, ilk maçta Beşiktaş, F.Bahçe'ye yer ayırmamış, bilet vermemişti. Kendi çabalarıyla girenler de dışarı çıkarılmıştı. F.Bahçe de aynı uygulmayı yaptı. Yer ayırmadı, bilet vermedi. Bunda gocunulacak bir şey yok. Aslında önemli de değil. Bizim zamanımızda tribünler yarı yarıyaydı. Keşke şimdi de öyle olsa. Ama artık provokatörler, küfürler, kavgalar yüzünden işin içinden çıkılmaz hale gelindi. Bütün bunların içinde pazar günü bir güzellik yaşandı. Beşiktaşlı üç kişilik aile, Aziz Yıldırım'ın çağrısına uydu ve stada geldi. En güzel yerde kaşkollarıyla maçı seyrettiler. Ne rahatsız edildiler, ne de kimseyi rahatsız ettiler. Sadece takımlarını desteklediler. Bence bu bir milattır.
O güzelliğin yaşanması için ailenin başlattığı mücadeleye katkıda bulunmalıyız. Ama kimlerle? Kendi statlarında gözlerinin önünde edilen küfürlere tek söz söylemeyen yöneticilerlerle mi, tek kalem oynatmayan yazarlarla mı? Son iki maçtır Kadıköy'de ağır tahrik altında, asla tasvip etmediğimiz (keşke hiç olmasaydı) küfürlere, mal bulmuş gibi atlayıp; "İşte burada da küfür var'' deyip vicdanlarını temizlemeye çalışanlar üç yıldır ailelerin geldiği, küfrün hemen hemen yok olduğu Kadıköy'e tek bir övgü bile gönderemeyenlerdir. Mücadele el ele olursa başarı gelir. "Bak orada çok küfür vardı, ben yazmadım. Ama burada da var" demekle bu iş olmaz. Ben-sen kavgası olmamalı. Yıldırım Demirören ve Özhan Canaydın'ın annelerine, ailelerine hiç küfür duydunuz mu? Onlar da her maç 90 dakika koro halinde küfürler yeseler hoşlarına gider mi? Elbette gitmez. O zaman ne olacağını ben size söyleyeyim. Aziz Yıldırım'ın uzattığı ve şu anda havada kalan elini hemen kapıverirler. Eee ne de olsa ateş düştüğü yeri yakıyor. "Bana bir şey olmadığı müddetçe bir şey yok'' mantığıyla nereye gideceğiz. "Bana ne Türk futbolundan. Ben kendimi düşünürüm. Küfrü yiyen Aziz Yıldırım, o da kendini düşünsün'' dendiği taktirde, ki deniyor, meçhule doğru yol alıyoruz demektir. Burada doğru yanlış her fikri tartışmaya açmalıyız. Sevgili Turgay Demir arkadaşımın, hepsi için değil ama en azından tribünün küçük bir kısmı için bile olsa, "Damsız girilmez'' fikrini destekliyorum. Her şeyin bir başlangıcı olmalı. Bunu da tartışmaya açmak da yarar var.