İhmale gelmez Diyarbakır'daki olaylar 'geliyorum' diyen facianın işaretidir. Bu iş artık il güvenlik kurullarını aştı. Başbakan'ın duruma el koyması gerekiyor
Diyarbakır-Konya maçı başta olmak üzere birçok statta olaylar yaşanıyor. Bunun sonu nereye varacak? Diyarbakır'daki olaylar bir futbol, bir hakem olayı olmanın ötesinde, Diyarbakır insanına yönelik bir provokasyonun da sonucu. Konya maçında, "PKK'lılar dışarı" diye bağrıldığı iddia edilmişti. Maç öncesi ve maç günü bu işlenmiş. O öfke içinde gelmiş seyirci tribüne. Bunun böyle olduğu bilindiği zaman valinin ve emniyetin çok sıkı önlemler alıp, bu olayların başlamasını engellemesi lazımdı. Bile bile gelen olaylarda, o şehrin güvenlik güçlerinin görevini yaptığını söylemek çok güç. Askeri birlikler de var. İcabında bu birlikleri getirirsin, stadın içine, etrafına yığarsın. Kitlesel bir sorumluluk, kitlesel bir günah var işin içinde. Yerel medya nasıl yayınlar yaptı bilemiyorum ama o seyircinin öfkesini gördükten sonra büyük bir tahrik olduğunu düşündürüyor insana. Çünkü sahada bu öfkeyi gerektirecek bir şey yok. Diyarbakır çok hassas bir bölge, bu tür tahriklere açık. Oranın valisi, emniyet müdürünün, basınının çok dikkatli olması gerekir. Yani tamiri mümkün olmayan yaralar açılabilir. Olaylar sırasında Diyarbakırlı futbolcuları izledim ekranda. İnsanları sakinleştirmek için çırpınıyorlardı. Şimdi hiç günahı olmayan takıma buradan çok ağır cezalar gelecek. Ve bu ağır cezalar sonucunda Diyarbakır belki de küme düşecek. En suçsuz olanlar o futbolcular.
_Olayların tüm Türkiye'ye yayılmasının sebebi ne? Hakemlik müessesine inanç kalmadığı zaman provokasyonlar çok daha kolaylaşıyor. Çünkü insanlar peşin hükümlü yaklaşıyor: "Hakemler bu defa da bizi yakacak" diye. Ondan sonra da en ufak bir tahrikte kıyamet kopuyor. Bundan sonra, Türkiye liglerinin sağ salim vukuatsız, kansız sona ermesi, kentlerin valilerine, emniyet müdürlerine kalıyor. Her kentte artık benzeri olayları yaşayabiliriz. 12 tane takım var küme düşme hattında. Bir yanlış düdük, bir yanlış karar küme düşecek takımı değiştirebilir. Bu kadar hassas bir durum var. Bu hassas durumda hakemlerin durumu meydanda. O zaman iş güvenlik güçlerine kalıyor. İstihbaratlarını çok iyi yapmaları lazım, maçlarda da gerçekten sahaya yönelik eylemin gelişmesini şiddetle önlemeleri lazım. Seyirci şiddeti başladığı zaman iş daha vahim olaylara varabilir. Biz bize olsak gene bir derece. Ama Diyarbakır-Konya maçının görüntülerini dünya görecek. Bunlar futbol oynamayı, seyretmeyi bilmiyorlar imajı yayılıyor. Biz tahkim'e, CAS'a itiraz etmeye hazırlanırken "İşte Türkiye'de futbol bu" denecek. Şimdi o CAS denen mahkemenin yargıcı bu görüntüleri izlese, "Türkiye'ye az bile ceza verilmiş, müstahak" der belki cezayı 8 maça bile çıkarabilir. Bu görüntüler Türkiye'nin dışardaki itibarını fevkalade sarstı. Bu iş il güvenlik kurullarını aştı, ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olsam, spor bakanını, iç işleri bakanını, emniyet genel müdürünü, hassas bölgelerin valilerini bir araya toplar ve bundan sonra alınması gereken önlemleri birer birer belirlerim. Diyarbakır'daki olaylar 'geliyorum' diyen facianın işareti. Gelecek çok daha kötü şeylere gebe. İhmale gelmez. Başbakanlık düzeyinde konunun ele alınması gerekiyor.
