Düdüklü tencere Devlet, futbolu toplumun 'düdüklü tenceresi' olarak görüyor. Birkaç yüz kişilik eylemlerin bile yankı bulduğu sokaklar yerine, onbinlerin üstüne kapanan kapı ile tel örgü arasında, polis kontrolünde 'enerji' boşalması herkesin işine geliyor. Gelişmiş ülkelerle bizim aramızdaki tribün yapısı açısından ana fark da bu. Onlar için eğlence, bizim için hayattan rövanşı aldığımız arena statlar. Ama düdüklü tencere Diyarbakır'da patladı. Ölen ve yaralanan olmaması ise sadece 'şans'tı. Futbolda kurumlar aşırı derecede yıpratıldığı için itimat kalmadı. Futbolcu kaçıyor, yönetime aday çıkmıyor, tribünler dolmuyor. Adeta futbolun çivisi çıktı. Ama bence sorunun toplumsal olan tarafı, sportif yönünden daha büyük.