Dengesi bozuk Bir büyük takım daha ne kadar dibe vurabilir ki? İstatistiklerdeki tüm rakamlar son 25 yılın en kötü Beşiktaş'ını işaret ediyor. Koca bir sezonun yarısı çoktan geride kalmış ama Beşiktaş'ın henüz üç maçlık bir galibiyet serisi yok... Niye biliyor musunuz? Sergen ve Tümer'in ikisinin birden sahada olmadığı bir Beşiktaş kesinlile maç kazanamıyor. Çünkü onların dışında bu kadroda bir, "yönetmen" yok. Sergen ve Tümer'den birisinin sahada olması bile Beşiktaş'ı kurtarmaya yetmiyor. Örneğin onlardan birisi var, Koray ve İbrahim Toraman'ın ikisi birden yoksa galibiyet mümkün değil. Örnekler mi? İnegöl maçı... Son Rize maçı... Sıradan veya vasat bir takım bile Beşiktaş savunmasını elini kolunu sallayarak geçebiliyor. Kaleci Murat, top Beşiktaş 18'ine girinceye kadar "Pranga mahkumu" gibi çakılı kalıyor. Çağdaş'ın kısa kollu forması ile soğuk kış günlerinde, "üşümemek" dışında bir becerisi yok. İbrahim Üzülmez futbol yaşamının son dönemini yerlerde sürünerek geçiriyor. Kleberson'un en iyi hali bile, "Kurtarıcı" olmaya yetmiyor. İbrahim Akın topun etrafında geniş bir, "Çember" çizme alışkanlığını bırakmadığı için kendi kontrolündeki meşin yuvarlağı hep kaybediyor. Tüm bu Beşiktaş sorunlarına, "taze" bir sorun daha eklendi. Kesin yargı için 2-3 maç daha, "Bekleme hakkımı" kullanarak yeni golcülere geçelim. Bu görüntüleriyle Tomas Jun ve Bobo, Beşiktaş'ın hücumdaki gücünü kaldırmak için çok, "hafif" kalırlar. Sanırım bu takım, "kongre" yaptıracak!