Organ nakli... İliç basın toplantısında "Transferim organ nakli gibi oldu" diyor. Güzel söylüyor, hoş söylüyor ama acaba kendine soruyor mu? Beyni farklı düşüncelerin virajlarını dönen bu vücutta ne işim var? Ben olsam sorardım... Arkadaşları onu bu takımın neresinde görüyor? Kalp-Akciğer-Sol ayak-Sağ kol... Ya da kel başa takılan bir peruk. İliç nerede? Beşiktaş maçı olmasa İliç düştü kel görüntü olacaktı. Ve birileri onu bir köşeye fırlatacaktı. Belki Partizan'ın vücudunda bir organ olacaktı. Ama bugün Galatasaray'ın en sağlam yüzü. Ona pas vermeyenlerin, ilişkilerin sorgulandığı bir takımda İliç soruyor olmalı; bu mu profesyonellik, diye!.. "Paralar ödenecek" diye bağıran hatta "Ödendi sorun yok" diyen bir yönetim. İdmana çıkmama restini ortaya koyan ve grev arayan bir ekip. "Derbi" diye özlemle beklenen maçlarda bile tribünleri boş kalan bir efsane. Avrupa'da üçüncü kuşak köylü takımına UEFA turunu bırakan bir eski şampiyon.
Papuç gibi diller İşte böyle bir takımda gitmekle, kalmak arasında kalan bir ismin yaklaşımı. İliç dün "Neden geldi?", bugün "İşte aranan yüz." Bu nasıl bir ironi. Ama Galatasaray'da alıştık bunlara. Taraftara dün "Çart-curtçular" diyenler. Bugün gerçek taraftarımızla zaferi yakaladık söyleminde. Karşılıklı atışmalar şarkı olmuş kulaktan kulağa dolaşıyor. "Mazi içimde bir coşku, gün kanayan bir yara.." Taraftarın yeni bestesi. Takım için değil. Yönetime armağan. Radyo, TV'lerde bir numara. Yönetimin, "Palavra-Palavra" şarkısına bir nazire... Galatasaray'da İliç tam yerinde bir organ nakli. Ama Aslan'da fazladan organlar da ortamdan uzaklaşmalı. Mesela pabuç gibi diller... Gözlerin içine bakılarak yalan söyleyen dudaklar... Yoksa bu taraftar daha çok beyin nakli bekler... Ya da bu vücudu geçici olarak terk eder.