Hesaplaşma Avrupa kupaları defterini kapatan Fenerbahçe gözünü Türkiye Kupası ve lige dikti. Porto'ların, Manchester'ların da grup sonuncusu olarak Avrupa'ya veda ettikleri bir sezonda 6 maçın neredeyse yarısında 6 yabancısından bile tam olarak yararlanamayan ve bol yabancılı rakipleriyle başa baş mücadele eden sarı-lacivertliler eğer kişisel hatalar olmasa devlerin arasından çıkabilecek ve yoluna devam edecekti. İtalya'daki Milan maçında beraberlik avucunun içindeyken fazlasını isteyerek son dakikalarda gol yemeseler, Kadıköy'de Schalke'yi Volkan'ın ıskası olmasa yenecekler, rövanşta 9 kişi kalmalarına rağmen son dakikada Tuncay'ın Anelka'ya topu aktarmasıyla Almanya'dan da bir beraberlikle dönecekler ve nihayet Fransız hakemin açık hatalarıyla kaybedilen PSV maçında da en kötü hesapla berabere kalacaklar ve gruptan çıkacaklardı.
***
Yine de alınan 4 puan geçen seneki 9 puandan değerlidir. Zira bunun 6'sı yabancı fakiri güçsüz Sparta Prag'tan elde edilmiş, Manchester da genç kadrosuyla Tuncay'ın hat-trick yapmasına fırsat vermişti. 4-0'lık Milan maçı hariç Fenerbahçe bütün karşılaşmalarda rakipleriyle başa baş mücadele etmiş ve futbolu beğenilmişti. Bakıyorum skor yazarları Fenerbahçe'yi kötülemeye, Devler Ligi'nde çok kaliteli olmayan 6 yabancısıyla oynamaya mecbur kalan Daum'u yerden yere vurmaya çalışıyorlar. Bunları yazanların çoğu da zayıf Norveç ve Kıbrıs Rum takımlarına elenenlerle UEFA Kupası'nın kapısından girmek için mucize bekleyenlerin şakşakçıları. Herkes kendi takımına baksın. Ve açık puan farkıyla, hiç yenilmeden liderliğini sürdüren sarı-lacivertli takımı rahat bıraksın. Çünkü bunların kıskançlıkla yapıldığını bütün sporseverler biliyor.