İliç ve Heinz! Her maç para ödüllü olması bu karşılaşmanın sıradan olmamasının en önemli unsuruydu. Maçtan önce hem G.Saraylılar, hem de Mersinliler, sanki sonucu biliyormuş gibi oyuna başladılar. İlk yarı G.Saray maça çok fazla asılmadı, adeta golleri ikinci yarıya saklamışlardı. Gol pozisyonu olmadan, sıkıcı bir ilk yarı izledik. G.Saray oynamayan futbolcularını görmek için bir idman maçı yapıyor gibiydi. Ama 2. yarıda sahada gol atmak için her şeyini ortaya koyan, rakibi ve maçı ciddiye alan iyi bir takım vardı. Her zaman iyi oynadıklarına tanıklık ettiğim oyuncular yine beni yanıltmadılar. Mondragon, Song, Tomas, Saidou, Necati, Uğur ve Cihan ellerinden geleni yaptılar. Benim gözüm Marek ve İliç'teydi. Onları hafta sonu Ankara'da G.Birliği'ne karşı oynarken gözümün önüne getirdim de içime bir ürperti geldi.
Gerets çok iyi niyetli Gerets, çok iyi niyetli bir hoca. Herkese eşit yaklaşıyor. Marek ve İliç'i kazanmaya çalışıyor ama Mersin İdmanyurdu'na karşı bile bu iki arkadaş, en ufak bir varlık gösteremiyorlar ve oyundan alınıyorlar. Hocanın ligin iyice kızıştığı şu haftalarda bu iki yabancıyla ilgili kararlarını gözden geçirmesi gerekiyor. Şaşkınlıkla izliyorum. Nasıl olur da G.Saray, yabancı kontenjanını bunlara kullanır? Bunların nesini beğenerek aldılar bilemiyorum. Söylenecek hiçbir şey yok. G.Saray'ın şampiyonluktaki rakibi gerçekten güçlü, F.Bahçe'yle kafa kafaya oynayabilmek, onları geçmek Marek ve İliç'in katkılarıyla olacak gibi değil. Galatasaray kadrosunda bulunan Türk oyuncuların en akla gelmeyeni bile onlardan her hakkıyla daha iyi. Bu maç kolaydı, gereği yapıldı ama G.Birliği karşılaşması sıkıntı yaratabilir. Oynaması gereken oyuncular, düzgün seçim, oradan da G.Saray'ın galibiyetle dönmesini sağlar.