Umudunu koru Hayati maçta iki puanı genetik hastalığımız-dan kaybettik. Tıpkı İsveç ve Letonya maçlarında olduğu gibi. İki duvarı aşamıyoruz. Skor avantajını ele geçirdikten sonra bunu koruyacak kararlılığı ve son dakikaların yarattığı panik havasını. Terim kadro seçiminde "Fahiş" hatalar yapmadı. Hatta "Zeka" dolu bir kadro değişikliğine gitti. Danimarka böyle bir kadro beklemiyordu. Bekledikleri ezberledikleri kadromuzdu. Onlar Alpay, Tümer, Hasan Şaş ve Hakan Şükür'ü ilk 11'de beklemiyorlardı. Bir başka sürpriz daha vardı. Kurduğu orta 4'lüyü Morten Olsen "Olsa olsa son seçenekleri olabilir" diye dikkate almazdı. Terim bunu ilk yarıda skor avantajını ele geçirip, ikinci yarıda taktik ve oyuncu değişiklikleriyle rakibi kilitlemek için yapmıştı. Çünkü bu orta sahanın bir bütün olarak atacağı barut sadece tek devrelikti. Terim'in planını kaçırdığı net golle Hakan ve ortaya koyduğu saçma futbolla Hasan bozdu. Umutsuzluğa düşmek yok.. Top bizden gitmiş olsa bile henüz ne Yunanistan'ın ne de Danimarka'nın kapsamı alanı içine girmiş değil. Oynanacak bir Danimarka-Yunanistan maçı var. O maç iki skorlu: Ya Danimarka galibiyeti, ya da beraberlik. İkisi de işimize yarayacak. Peki biz Ukrayna ve Arnavutluk'u yener miyiz Arnavutluk'u şimdilik geçelim. Öncelikli hedef Ukrayna.. Liderliği garantilemiş bir rakibin bu maçı yüksek tempoda oynaması mümkün değil. İnsan doğası böyle durumlarda vites yükseltemez. Biz Ukrayna'yı yeneriz. Üç şartla; Tümer'in İnönü'deki gibi liderlik rolünü iyi yapması, Kiev'de 60'lı dakikalarda oyundan çıkacağı için liderliğin devamını birinin kusursuz üstlenmesi, Hasan Şaş'ın oynamaması... Fatih Terim'in gözlerinden çarşambanın sonucunu okudum. Ben şahsen rahatım.