Talihsiz çocuklar Evvel zaman olurlarında Spor Yazarları Kupası'nın telaşı yaşanırdı. Lig öncesi lig maratonuna terazi konurdu. Kefelerden hangisi ağır basardı? O tartışılırdı. Lige hangi takım daha hazır onun analizi yapılır adeta takımlar birbirine güç gösterisinde bulunurdu. Lakin çok sert geçen maçlar, dolayısıyla sakatlanan futbolcular nedeniyle bu maçlar angarya gelmeye başladı. Kulüpler riske girmemek adına sahaya yedek oyuncularla iner olunca da ipler iyice gerildi. Bunun üzerine TSYD bilet fiyatlarını da yüksek tutunca o gerilen ipler koptu. Ligin başlamasına bir hafta kala yapılan bu maçlar nedeniyle takımlar kamp yerlerinden vakitlice gelir, açılışlar izdihama dönüşürdü. Tıklım tıklım tribünler önünde oynanan o maç ve açılışların camları bardak oldu. Bu düşüncelerin ve mazinin depreşmesi Ostrava maçının boş tribünlerinden mütevellit. Gözlerimin önünden şerit gibi geçiverdi de mazim. Lig öncesi Spor Yazarları, lig ortasında Donanma Kupası, Deliler Kupası, lig sonunda Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Kupası. Baksanıza ne çok karşılaşırmışız bizim ezelilerle. Hepsinin maneviyatı aynı, hepsi ayrı ayrı değerleri ayrıcalıklı ne günler yaşadık. Zamanımızın talihsiz çocukları ve gençleri ise neredeyse derbi maçlarını göremeyecekler bile. Nerelerden nerelere!!! Aslında sahadaki hırsı, futbolcunun arzusunu, gurbetçinin boşvermişliğini yazacaktım. Futbolcu ayrımına girmeyecektim de "Youla çok iş yapar" diyecektim. "Takım gaza bastığında 5. vitese adam lazım. Görmüyor musunuz" diye seslenecektim. Ve "ille de bir golcü" diye yırtınacaktım.