Yüzme bilenler buraya! Önce Federasyon'un tescil ettiği ligler için Tahkim Kurulu skandal bir karar aldı, Orduspor-Eskişehirspor maçının yeniden oynanmasına yol açtı. Ardından Fenerbahçe, Anadolu kulüplerinin naklen yayın havuzundan hak ettiği parayı alamadığını söyledi. Peşinden de Dört Büyükler dışındaki 14 kulüp, Federasyon'a muhtıra verdi: "Ya bizim dediğimiz yeni havuz sistemini kabul edersiniz ya da liglerden çekiliriz." Sanki bir yerlerden düğmeye basıldı. Size de "Değişimin başlaması için tüm kozlar ortaya sürüldü" gibi gelmiyor mu? Hadi Fenerbahçe'nin girişimi anlaşılabilir. Havuz sistemini bozmak istiyorlar. Çünkü seneye 55 bin kişilik bir stadı doldurmak zorunda olacaklar.
Yani seyirci ortalamasını ikiye katlamaları gerekir. Bunun ilk yolu iyi futbolcu transfer etmektir, diğeri de "Bu yıldızları naklen olarak sadece stadımızda izleyebilirsiniz" şeklinde pazarlamaktır. Kendine ait televizyondan bantını yayınlayarak kanalı da ayağa kaldırırsınız. Zaten kendi derginizden sonra kendi gazetenizi de kurdunuz. Bir taşla birçok kuş yani. Ancak ayaklanan Anadolu kulüplerinin tavrı soru işaretleriyle dolu. Bir kere hem talepleri abartılı, hem de yaklaşımları hatalı. Talepleri şu; toplam hasılatın yüzde 50'si eşit dağıtılacak, yüzde 40'ı puana, yüzde 10'u da yayınlanan maçlara göre verilecek. Yani eşitlik olacak! Peki marka değeri, piyasa gerçekleri gibi ekonomik verileri gözardı eden bu yaklaşım, ne kadar doğru? Türkiye'nin şartları ile Batı Avrupa'nın koşulları aynı değil. Türkiye onlara göre özel bir örnek. O.Lyon'un Paris'te, PSG'nin Marsilya'- da kaç taraftarı var? Ya da Juventus'un Roma'da? M.United'ın Londra'da taraftar çoğunluğuna sahip olduğuna mı inanıyorsunuz? Avrupa ülkelerinin kökeninde kent devletleri ve eyalet sistemleri vardır. Bu nedenle kulüpler kendi ülkelerinde lokal güçlerdir, eşittir. Ama Türkiye'- de Üç Büyükler, Trabzon dışındaki her kentte çoğunluktur. En azından yerel takımla eş düzeyde seviliyordur, tutuluyordur. Ayrıca Anadolu'nun bir talepte bulunuyorsa bunu başkasını mağdur etmeden istemesi gerekmez mi? "Bana bilmem kaç para ver" diyorlar. Federasyon nasıl verecek, Dört Büyük'ten keserek! Çünkü başka çaresi yok, pasta ortada. Hak talebi, başkasının hakkını gasbederek mi olur? Diyelim ki Anadolu kulüpleri isteklerinde haklı; o tehdit de neyin nesi? "Dediğimiz olmazsa ligden çekiliriz" ne demek? "Yayın haklarımız hakkındaki karar Federasyon'dadır" diye yazılı belge veren siz değil misiniz? Bir iş yeriyle diyelim ki 1 liraya anlaşıyor, mukavele imzalıyorsunuz. Bir süre sonra da "Şef 4 lira alıyor. Aramızda ne fark var ki? Ben de istiyorum yoksa giderim" diye ayaklanıyorsunuz. Sizce ne olur? Eğer yönetim güçsüzse ya da talepte bulunanlara muhtaçsa orta yol bulmaya çalışır. Peki yönetim, "Beni yöneteyim, karar vereyim diye seçtiniz. Kararım bu, siz bilirsiniz" derse ne olur? Mesela TFF Yönetim Kurulu, ligden çekilme kararı alan 14 kulübe "Güle güle" derse? "Süper Lig (Kalan takımlarla) ile 2.Lig A Kategorisi'ni birleştirdim, ismini da X firmasına sattım. 2.Lig B Kategorisi bundan sonra sadece 2.Lig olarak anılacaktır" diye bir karar alırsa ne olur? Diyelim ki TFF iktidarda olmanın yanında muktedir de oldu. Peki bu durumda kulüplerini ateşe atanlar camialarına nasıl hesap verir dersiniz? Acaba 14'lük tutan eller mi var? 14'lük buna mı güveniyor? Bu yolun sonunda gül bahçesi yok. Yakında, yani takke düşünce saç tespiti yapmak daha kolay olacaktır...
