Olimpiyat komedisi Hatırlıyorum da ilk devre İstanbulspor yöneticileri Fenerbahçe maçının Olimpiyat Stadı'na alınmasını istemişlerdi. Gelen cevap "Hayır"dı ve mecburen Güngören'in yolu tutulmuştu. Daha sonra Galatasaray derbisinin de Olimpiyat'ta olacağı bekleniyordu ama o maç da Ali Sami Yen'de oynanmıştı. "Neyse önemli değil" dedik, ne de olsa herkes kendi sahasında oynama hakkına sahipti. Ama şimdi neler oluyor? Şampiyonluk mücadelesinin en kızıştığı anlarda İstanbulspor-G.Saray maçı Olimpiyat'a alınıyor. Böyle bir karar nasıl verilir anlamakta güçlük çekiyorum. Bana mevzuattan falan bahsetmeyin, orası resmen Galatasaray'ın stadı. Geçen sezon bütün maçlarını orada oynamışlardı. Ey federasyon yetkilileri, verdiğiniz bu kararla Galatasaray'ı bir deplasmamandan kurtarmış olduğunuzun farkında mısınız? Bunun adı açık ve net şekilde bir takımı kollamaktır. Sakın ha bana "İstanbulspor idarecileri de böyle istiyor" demeyin. Yazımın başında belirttiğim gibi Fenerbahçe maçında da istemişlerdi, vermemiştiniz. Fenerbahçe'ye tanımadığınız o hakkı Galatasaray'a tanımakla tarafsızlığınız yara almış olmuyor mu? Yok kupa finaline hazırlıyorlarmış. Bırakın yahu, bu maçı mı buldunuz. Neden çarşamba günkü İstanbulspor'un Ankaragücü ile oynadığı maçı Vefa Stadı'na verdiniz? Olimpiyat'ta o denemeyi yapsaydınız ya. Yoksa İstanbulspor'un o stada alışıp da Galatasaray'a çelme takmasından mı korktunuz? Rakiplerinin 30'dan fazla maç yaptığı sahada bir kere de onlar oynasaydı ne olurdu yani? Fenerbahçe neden maçlarını içerde oynuyor diye tuhaf sorular soran bir futbolcu var. Be kardeşim, Fenerbahçe ilk devre 5 maçın 4'ünü dışarıda oynarken neredeydin? O zaman deplasmanda oynarsan, sonra da içeride oynarsın. Bunu da mı bilmiyorsun? Aslında Necati de haklı. Baksanıza takımı her iki İstanbul maçını da İstanbul'da oynuyor. İçeriyi, dışarıyı nereden bilecek çocuk! Hep "Biz susuyoruz", falan diyenler var ya, tabii kardeşim böyle olaylar olursa ben de susarım. Asıl burada konuşması gerekenler Fenerbahçeli idarecilerdir. Ama onlar her zamanki gibi suskunluklarını koruyorlar. O bol keseden dağıtılan fair-play ödülleri var ya işte bence o ödüllerin gerçek sahipleri onlar olmalı. Düşünsenize aynı olay Fenerbahçe üstünde yaşanmış olsaydı şimdi "Biz suskunuz" diyenler ortalığı nasıl velveleye verirlerdi.
PIERRE GERÇEĞİ Bir Van Hooijdonk olayı yaşanıyor. Geçen sezonki şampiyonluğun baş mimarlarından, gençlere örnek, kulüpler ve teknik heyetler arasında problem yaşanmasına asla izin vermeyen gerçek bir profesyonel. Kim ne derse desin takım iyi giderken bence oynayabilecek durumdaydı. Kaos yaratmamak için ortaya çıkmayacak kadar şovalye ruhlu bir adam. Fenerbahçe'yi çok seviyor. Şimdi kendisine ihtiyaç var ve gene göreve hazır. "Be kardeşim, bu yazdıkların zaten her futbolcunun görevi. Ne var yani" diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil işte. Bir tarafta Van Hooijdonk gibi bir dev yedek otururken, sesini çıkarmayacak, teknik adam ne derse onu yapacak, öteki tarafta sahadan alınırken küsecek, hareket yapacak, yedekliği kabullenmeyecek gençler olacak. Yok öyle şey. Pierre her konuda örnek alınması gereken bir değerdir. Ben gençlerin yerinde olsam ondan çok şeyler öğrenmeye bakarım.
