Başarı öyküleri Yukarıda aynanın karşısına geçip "Ayna ayna söyle bana; benden zeki, komik, becerikli, şair, oyuncu, yönetmen var mı" diye soran şahıstan bahsettik. Şimdi onun tam tersi bir kişilikten söz ödeceğim. Büyük işler başarmasına rağmen kendini öne çıkarmayan, gösterişten uzak duran, birileri gibi durup durup böbürlenmeyi sevmeyen Aziz Yıldırım'dan Yıldırım'ın seveni de var sevmeyeni de... Seveni, sevmeyenden kat kat fazla.. Aziz Yıldırım, F.Bahçe'de başkanlık görevine geldiğinden beri, alışık olmadığımız bir profil çiziyor. Yıldırım, eskiden kulüp başkanlarında sıkça gördüğümüz, o bir eli cebinde "Para bende. Ben böyyük adamım. Ne dersem o olur" pozlarından çok uzakta. Laf değil iş üretiyor.
Kimsenin burun kıvıramayacağı işler yaptı. Stat ve tesislerdeki başarısı herkesi imrendiriyor. Benim asıl dikkatimi çeken ise transferdeki tutumu. Geçenlerde FB TV'de canlı yayında dört saat konuştu. "Dünyada alamayacağımız hiçbir futbolcu yok" dedi ve ekledi "Bazı çalışmalar, görüşmeler içindeyiz..." O anda anladım ki, Aziz Yıldırım yine büyük bir transfer yapacaktı. Acaba kimdi? Birkaç gün sonra, muhabirimiz Deniz Derinsu, herkesi atlattı ve F.Bahçe'nin Anelka'nın peşinde olduğu haberini patlattı. Anelka şimdi F.Bahçe'de.. Ortada iki büyük başarı var. Birincisi Aziz Yıldırım, Anelka gibi büyük bir yıldızı transfer etti. Yabancı ajanslarda flaş haber olarak sunuldu. Herkes F.Bahçe'yi konuştu. Ve tüm bu süreçte Aziz Yıldırım, mütevazı tavrıyla hiç ön plana çıkmadı. Hep kurmaylarını ön tarafa sürdü... Diğer başarı Deniz Derinsu'yu ait. Rekabetin en üst düzeyde yaşandığı gazetecilik mesleğinde her türlü fedakarlığı yaptı. Anelka'nın transferini takip ederken yaptığı uluslararası telefon konuşmalarının tutarı, herhalde birkaç milyar lirayı bulacaktır. Deniz de tıpkı Aziz Yıldırım gibi, başardığı işle böbürlenmedi. Çok sıradan bir habere imza atmış gibi, her zamanki tevazusu, çalışkanlığıyla işini yapmaya devam etti. Ediyor.