Şiddetin kırmızı kartı kime? Ligimizde yaşanan şiddet olayları bıktırma noktasına geldi. Tribünler takımları için değil de sanki rakip takımlar için kötü tezahürat üretiyorlar. Ve her maç öncesi ve sonrası olaylar. Kesici, yaralayıcı aletler sanki maça değil de savaşa gidiyoruz gibi. Yapmayın beyler, spor müsabakaları tatlı bir rekabet ve yarıştır. Herkes şunu kabullenmeli ki güzelliklerin, dostlukların ve kalıcı arkadaşlıkların hep spor alanlarında yeşerdiğini unutmayalım. Öyle günlere geldik ki aslında biz futbolun sahada oynanmasını sevmiyoruz. Biz futbolun dedikodusunu, komplosunu, gürültüsünü seviyoruz. Bizim için gol atmak topu ağlarda buluşturmak değil, futbolun içinde kavgaların içinde olmak, futbolcuyu sahada alkışlamak yerine, küfür etmek, şiddete başvurmak sanki vazifemiz. Şunu anlatmak istiyorum: Şiddete kırmızı kart, diye gece gündüz medyada, tribünlerde pankart asıyoruz, paneller düzenliyoruz. Gel gör ki Conrad Oteli'ne gittim. Şiddeti önleme panelinde gelenlere bakıyorum: Futbolun başındaki Levent Bıçakcı ve İçişleri Bakanımız Abdülkadir Aksu bu panelde yoktu. Daha biz neyi tartışıyoruz. Neyin panelini yapıyoruz. Hep göstermelik, hep göstermelik.