Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
Ana Sayfa  
     
Demirören el koymalı


Reha Muhtar, İlker Ateş, Kazım Kanat, Turgay Demir ve Hayri Ülgen, Beşiktaş'ı tartıştı... Muhtar, Del Bosque'nin yerine Ersun Yanal'ın getirilmesini savunurken, diğer yazarlar, gençleştirme gerektiğini dile getirdi.

***

Del'irtmezse kalsın

Reha Muhtar hariç herkes Del Bosque'nin şartlı (!) da olsa kalmasından yana görüş bildirirken, Muhtar "Ersun Yanal" diyor... Beşiktaş'ta gençleştirme operasyonunun bir an önce başlaması gerektiğini belirten yazarlar "Aksi halde durum vahim" dediler.

* Başkan Demirören ve yönetime nasıl bakıyorsunuz, ne yapmalılar?
* Bosque ne yapmalı, ya da siz Bosque'nin yerinde olsanız ne yapardınız?
* Sizce, Beşiktaş'a ikinci yarı için transfer yapılmalı mı?

Beşiktaş'ta neler oluyor, Beşiktaş neden bir türlü düzlüğe çıkamıyor, Beşiktaş'ta suçlu kim, Beşiktaş yönetimi işini iyi yapabiliyor mu, Beşiktaş Teknik Direktörü Del Bosque gitmeli mi, kalmalı mı, Beşiktaş'a transfer gerekli mi?.. İşte siyah-beyazlı camianın haftalardır cevabını aradığı soruları Beşiktaş'ın cesur kalemlerine sorduk. Yıllardır Beşiktaş'ın içinde olan Reha Muhtar, Kazım Kanat, İlker Ateş, Turgay Demir ve Hayri Ülgen; siyah-beyazlı takımın yükseliş dönemine geçmesi için nelere ihtiyacını olduğu anlattılar...

MUHTAR: Başkan ve yönetimin durumları maalesef zor gözüküyor. Silkinmeleri lazım. Hızlı karar vermeleri ve Beşiktaş'ı bu durumdan çıkartacak kararları alıp, hemen uygulamaya başlamaları lazım. Şu anda Beşiktaş'ın çıkarları açısından daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Ben ilk devrenin sonunda İspanyolla yolların ayrılmasını ve Sinan Engin-Ziya Doğan ikilisiyle bu takımın taze bir kanla gençleştirilerek, yenilenerek önümüzdeki sezona hazırlanması gerektiğine inandım. Yöneticilerin hiçbir şeyi değiştirmeye niyetlerinin olmadığını görünce de ayrıldım. Ziya Doğan, G.Birliği ile anlaştı. Artık onun olması söz konusu değil. Şimdi söyleyeceğim şeyi Beşiktaş yönetimindeki başkan dahil tüm arkadaşlarım iki defa düşünsünler. Hemen Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı ile konuşsunlar. Biliyoruz ki Bıçakcı, Ersun Yanal ayrılırsa "hayır" demeyecek. Fatih Terim veya bir başka yabancı teknik direktörü Milli Takım'ın başına getirecek. Kesin ve net olarak söylüyorum: Levent Bıçakcı ile anlaşıp, Ersun Yanal'ı Beşiktaş'ın başına getirsinler. Bilimsel çalışan bir hoca. Kulüp takımında çok başarılı olmuş, futbolcuların performansını bilimsel çalışma ile yükseltecek ve önümüzdeki sezonun kadrosunu kurabilecek kapasite bir hoca. Ersun Yanal, Beşiktaş'ın teknik direktörü olmalıdır.

KANAT: Herkes şimdi ne yapılmalı diyor. Beşiktaş taraftarı her şeyin farkında ama yönetim maalesef değil. Başkan Yıldırım Demirören asla istifa etmesin. Hiçbir yere gidemez. Beşiktaş'a transfer yapmadan bir adım dahi atamaz. Elbette tek suçlu başkan Demirören ve futbolun patronu Kıvanç Oktay'dır. Transferi yapan onlar. Devre arasında transfer yapmayıp tatile gidenler de onlar. Yani Beşiktaş'ı en zor günde bırakıp kayak yapmaya gittiler. Beşiktaş'ı, Beşiktaşlı teknik adamlar çalıştırsın. Her zamanki önerim açık ve net. Beşiktaş'ın futbol direktörü yok. Bu görevi en iyi yapacak olan Samet Aybaba. Beşiktaş'ın menajeri yok. Bu görevi en iyi yapacak olan Feyyaz Uçar. Beşiktaş'ın teknik direktörü yok. Bu görevi en iyi yapacak olan Rıza Çalımbay. Elbette Şifo Mehmet, Gökhan, Ulvi, Ali ve Recep'ten yararlanmak gerekir. Bayern Münih'e bir bakın. Beckenbauer bütün takım arkadaşlarına görev verdi. Yani Bayern modeli niye Beşiktaş'ta olmasın ki?

ATEŞ: Tüm eleştirilere rağmen başkan ve yönetime kırmızı kart çıkartmam. Olsa olsa, sarı kart alırlar. Hatta yeşil kart alabilecek çok önemli işleri de var. Neden sarı? Çok karmaşık bir kadro kurdular. Savunmanın sağından ve solundan top oyuna bir türlü yol haritası içinde gitmedi. Savunmanın göbeğinde her maç adeta test yapıldı. Orta alanın sağında ve solunda hiçbir ışık yanmadı. Hiç olmayacak şekilde A.Hassan sağ tarafa, Tümer gibi bir oyun kurucu sol tarafa yerleşti. Hücum gücü hiç parlamadı. Hep düşük voltajla oynadı. Böyle olunca elektrikler sık sık kesildi. Başkan genç ve beklenmedik bir tarihte işbaşı yaptığı için işi aceleye getirdi. Del Bosque seçimi doğru ama haftalar faciaları birbirine eklerken, "ya hocam şu sistemi bir gözden geçir" demedi. Beşiktaş'ın bu sistemiyle oynadığı sadece iki maç var. Yanlış saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Sistem Ronaldo gibi süper bir liberoyu harcadı. Lig gitti, UEFA gitti, kupa gitti. Neden sarı karttan öteye gitmediğimi söyleyeyim; bu yönetimin şampiyonlukla eşdeğer 6 aylık inanılmaz başarıları da var. Göz açıp kapayıncaya kadar İnönü Stadı birdenbire genişledi. Beşiktaş TV hayata geçti. Akatlar Spor Kompleksi gibi bir mekan Beşiktaş'ın ve Türk sporunun hizmetine girdi. Basketbolda büyükler içinde öne çıkan bir takım kuruldu. Voleybolda aynı şekilde büyük atılımlar yapıldı. Fulya projesi yine bu yönetimle Beşiktaş'ın hayatını kurtaracak. İşte bunlar başkana ve yönetime yeşil kart gerektiriyor.

DEMİR: Yıldırım Demirören ve ekibi projeler konusunda başarılı oldular. İnönü'nün yenilenmesi ve Akatlar kompleksinin tamamlanması bunun kanıtı. Ancak sportif başarı için aynı şeyleri söylemek zor. Tıpkı Serdar Bilgili'nin ilk dönemi gibi ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. O dönemde Nihat'ın satılması en azından maddi sıkıntıları ortadan kaldırmış sonraki sezonda da şampiyonluk gelmişti. Şimdi bu yönetimin de öncelikle maddi konulara çözüm bulmalı ve Del Bosque konusundaki tavrını çok net ortaya koymalı. Gönderilecekse zaman kaybedilmemeli, kalacaksa bu sayfa bir daha açılmamak üzere kapatılmalı. Çünkü gitme ihtimali olan bir hoca futbolcular gözünde de itibar kaybeder. Yönetim kısa vadede Del Bosque konusunu çözmeli, orta ve uzun vadede yapılması gereken ise kaynak yaratıp gelecek sezona hazırlanmak olmalıdır.

ÜLGEN:
Yıldırım Demirören'in futbol takımı ve Del Bosque için artık masaya yumruk vurma zamanı geldi, geçiyor. Bunun geri dönüşü yok; affı da yok. Aslında futbol şubesinin dışındaki tüm branşlarda ve tesisleşme gelişmeleri başarılarla dolu. Ama Türkiye'de futbol takımı başarısızsa, yönetim de başarısız demektir. Demirören ve yönetimin, bugün veya yarın alacağı karar çok önemli. Del Bosque ile olacaksa, gerekenleri konuşsun. Hoca da takımın geleceği için kadroyu şu andan itibaren oturtsun. Yoksa B planı devreye sokulsun. Bu da Milli Takım'la arası nane molla olan Ersun Yanal'ın Beşiktaş'ın başına getirilmesi. Yanal, hem Beşiktaş'ı, hem Türk futbolunu iyi tanıyor ve şu anda Türkiye'de kredisi en yüksek hocaların başında geliyor. Ayrıca Beşiktaş'ta gördüğüm kadarıyla bankamatik gibi para basanlar var. Bunlar Beşiktaş'tan temizlenmediği müddetçe Beşiktaş'ın başarılı olması çok çok zor.

ATEŞ: Sezon başında bu kadar karmaşık bir kadro yapısını ölçüp biçip, tartamadı. Büyük bir kariyeri olmasına rağmen bu kadrodan şampiyonluk çıkmayacağını anlayamadı. Her geçen hafta batağa saplandı. Pekala yönetime isyan edebilir ve "Bu ne biçim kadro" diyebilirdi. Kendisi sistemi değiştirmediği için sonuçların hep kötü gideceğini bir türlü kavrayamadı. Strateji uzmanlığı, kariyeriyle hiç uyuşmadı. Bu depremde en büyük pay onun. Şimdi ligin ikinci yarısında, ilk yarıda ne kadar yanlış yapmışsa bir o kadar doğru yapabileceğini kanıtlamalı. Türkiye onu seviyor ama oynattığı futbolu hiç kimse sevmedi. Bence kalsın ve "Ben teknik direktörüm" desin. Örneğin üçüncü olabilmek hatta ikinciliği kovalayabilmek için tüm riskleri göze alsın.

KANAT: Del Bosque'nin ise suçu neredeyse sıfır. Bu ölü takımla Fener'i ve Atletico'yu yendi. Birçok maçı kazandı. İyi oynarken (Özellikle hakem hataları sonucu) bile maç kaybettiler. Aslında Del Bosque'nin suçu Beşiktaş'ın içinden yetişen oyuncuları göndermekti. Ronaldo'ya da kendine kulüp bul demesi vefasızlıktır. Cordoba'yı önce yok etmek sonra kazanmak için çalışmakta taktik hatasıydı. Del Bosque'yi kovmak Beşiktaş'a ve Türk futboluna zarar verir. Sezon biter her şey masaya yatırılır. Belki Del Bosque yapamadım gidiyorum der. Belki de yönetim yapamadın git der. Yani bu olayı medenice çözmek gerekir. Eğer işler iyi giderse Del Bosque gelecek yıl da kalsın. Hem o Beşiktaş'ı ve Türkiye'yi daha iyi tanır. Artık geçmişe dönük hata yapmaz.

MUHTAR: Kendisine saygısı olanve onurlu bir kişi, şu gelinen noktada çıkar "Kusura bakmayın, aşı tutmadı. Beşiktaş yönetimi olarak bana İstanbul'da geçirttiğiniz güzel günler için teşekkür ederim. Zaten çalıştığım zamanın parasını da aldım, daha fazlasını istemek bana yakışmaz" der; saygın bir şekilde çantasını toplar, el sıkışarak İstanbul'dan ayrılır. Eğer büyük bir teknik direktörse ona yakışan bu olmalıdır. "Ben burada biraz daha kalayım, taksimetre çalışmaya devam etsin, biraz daha Beşiktaş'ın parasını alayım" demek, Real Madrid'in teknik direktörlüğünü yapan adama yakışmaz. Bunu yaparsa, bugüne kadar kendisine duyduğum saygı da tamamen yok olur. Zaten bunu yapmasına izin vermem.

DEMİR: Del Bosque kalacaksa Beşiktaş'a bir iyilik yapmalı. Eldeki kumaş belli, dikeceği elbiseyi buna göre seçmeli. 4-4-2 bu takıma bir beden büyük geliyor. Ya 3-5-2'ye dönmeli ya da savunmada son adamı sarkık oynatmalı. Yapması gereken bir başka şey takımda temel direkleri belirlemesidir. Ligin ikinci yarısı başlayacak Beşiktaş'ın iskeleti hala belli değil. Herkes, her yerde oynuyor. Kadroda istikrarı yakalama adına doğru seçimler yapmalı. İskeleti belirledikten sonra onbire koyacağı diğer oyuncuları rakibe göre seçebilir. Örnek verecek olursak, kontratak oynayacağı bir Trabzon deplasmanında kullanmaması gereken Veysel'i, kendi sahasında oynayacağı Akçaabat Sebat maçında mutlaka kullanmalıdır. Ne var ki Babacan'ın bazı oyuncularını rakibe göre seçmek gibi bir özelliği yok. Oyuna müdahalesi de yok denecek kadar az. Özetle Del Bosque'nin yerinde olsam, ya kendi keskinliklerimi törpüler ya da makul şartlarda vedalaşıp Beşiktaş'ın önünü açardım.

ÜLGEN: Öncelikle Real'den sonra bu takımda başarılı oldum mu, olmadım mı diye düşünür; karar veririm. Del Bosque'nin babacan tavrının altında çok zekilik yatıyor. İspanyol teknik adam, 10. haftada bazı yöneticilerin medyada çıkan "Del Bosque gitsin" laflarını bant kaydına almış. Kendisi de çok iyi biliyor ki, yüklü bir tazminatı var. Başkan Demirören'in kendisiyle yüz yüze konuşmadığı müddetçe de istediği her şeyde başarılı oluyor. Bunu kendisi de biliyor ki; Del Bosque başarısız. Kendisinin yapacağı tek şey, başkana gidip "Ben başarısızım, ama her istediğimi yapamadım. Birlikte devam edeceksek, birçok futbolcuyu gönderip, yeni bir takım yaratacağım" diyerek mesuliyeti üstüne almalı.

KANAT: Yöneticiler kendilerini kandırdılar. Bu kadronun sırtından Beşiktaş formasını çıkartın, küme düşmeye oynar. Ben dahi değilim, kahin değilim. Ama Beşiktaş'ın bu noktaya geleceğini işini iyi yapan herkes bilir. Beşiktaş; Galatasaray ve Fenerbahçe'nin işe yaramaz tüm futbolcularını topladı. Hepsinin ruhu bitmişti. Sözleşme imzalarken "Beşiktaş bayrağını öp, Kartal'ın önünde resim çektir" dediklerinde "Biz Beşiktaş'a para kazanmak için geliyoruz" dediler. Yani Beşiktaş bayrağını bile öpmediler. Elbette şu an yapılacak olan var. Gidilen yere kadar gidebilmek. Başkan Demirören sezon sonunda derhal büyük operasyon yapıp Ramazan Kurşunlu, İbrahim Akın, İbrahim Toraman, Çağdaş Akın, Ali Güneş, Fatih Sonkaya dışında kim varsa hepsini göndersin. Beşiktaş özüne dönmek için Türkiye'nin en genç ve kaliteli oyuncularını toplasın. Genç ve kaliteli yabancı oyuncu alsın. Bu takıma renk katan iki oyuncu var. Biri Sergen Yalçın ötekisi Tümer Metin... Ama Sergen Antalya kampında havuzda yüzdü, çalışmadan kaçtı. Konya maçında sakatım diyen Sergen iki gün sonra antrenmanda şov yapıyor. Ben yönetimin yerinde olsam derhal Sergen'i kapının önüne koyarım. 30 yaşın üstünde kim varsa derhal yollardım.

MUHTAR:
İlk aşamada genç futbolculardan oluşan önümüzdeki sezonun takımını kuracak bir isleketin kurulması gerekiyor. İkinci devre boyunca oynayacak bu futbolcuların yanına kimler alınacak, hangisi kalacak, hangisi gidecek; o da ligin sonunda kararlaştırılmalı. Şu anda yapılması gereken budur.

ATEŞ: Bu kadrodan yeni sezona kendisini aktarabilecek oyuncu sayısı çok az. Örneğin İbrahim Akın, Çağdaş, İbrahim Toraman kalacak oyuncular. Ötekilerden kimin kalacağı ikinci yarıdaki performanslarına bağlı. Ama kim kalırsa veya kim giderse gitsin, yeni sezonda Beşiktaş'ın sekiz kaliteli oyuncuya ihtiyacı var. Nihat'tan bu yana altyapıdan oyuncu gelmiyor. Beşiktaş'ın en büyük kaynağı kurudu. Sinan Engin'den sonra Türkiye'deki genç ve kaliteli futbolcuları keşfedecek bir beyin de yok ortada. Eski futbolculardan kurulu, Türkiye'yi ve dünyayı tarayacak bir komite gereksinimi var. Aksi taktirde menajerlerin getirdikleriyle işte bu kadar oluyor. Yani sıfır çarpı sıfır, eşittir sıfır.

DEMİR:
Beşiktaş'ın bir ön liberoya bir de hücuma katkı sağlayacak beynini ayaklarına indirebilen orta saha oyuncusuna kesinlikle ihtiyacı var.

ÜLGEN: Çok futbolcu gördüğüm kadarıyla paraya doymuş. Yeni bir yapılanma için genç, dinamik futbolcular alınması gerekir. Tabii şu aşamada bu zor görünüyor.



Hepimiz suçluyuz
Juanfran'a M. City freni
Ronaldo'ya ambargo
Çalımbay heyecanı
Plesan muamması
Demirören'e baba desteği
Sergen mest etti
Souleymanou kiralık
Camiaya borçluyuz
Beşiktaş'a döneceğim
 
Geç kaldınız!
İş bilmezlik (dengesiz, üstünkörü transfer), beceriksizlik (uzayan...
Haydi Havaalanına
F.Bahçe, Anelka' dan sonra kulübü...
Gole yabancı değiller!
Fenerbahçe' nin bu sezon attığı...
100.Yıl savaşları
Taraftarın Petre' ye tepkisiyle...
Güdümlü değiliz
Bursa maçında Gürsoy' un...
Polonya' dan ışık var
Wisla Krakow, Zurawski ve...
Trabzon' a Meclis desteği
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe...

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Ana Sayfa

Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu