O bıçak yine çıktı; birileri gençliği tribünden kaçırıp sokağa mı itiyor? Şimdiden 136.854 seyirci tribünden kaçtı. Ligdeki kalitesizlik ise top kayıplarında yatıyordu; rakamlar korkunç!.
Televizyonlarında koyun keser gibi insan kesilen ülkenin çocukları, tribünlerde yine kan akıttı. 16 yaşındaki Cihat'ın ışığını İnönü'de söndüren o bıçak, Ankara'da protokolde, Samsun'da stat önünde yine çıktı. "Babam beni elimden tutup maça götürürdü ama ben oğlumu asla!" diyen babalara yenileri eklendi. O bıçaklı zavallılar hangi şeytana hizmet ettiklerini biliyorlar mı acaba? Kimin ajanlığını yapıyorlar! Yoksa tribünlerden kaçırılmak istenen güzel ülkemin gençliği, 1980 öncesindeki sokak savaşlarına mı itiliyor?.. Futboldaki en büyük kale Saracoğlu bile sallandı, 14'üncü haftada. Diğer statlar da can çekişiyordu. Geçen sezon ilk 13 haftanın seyircisi 958.852'yken, bu sezon rakam 821.988'e geriledi. 136.854 seyirci şimdiden kaçtı. Şimdi birileri "Eyvah" deyip, yine bedavacı grupların esiri mi olacak? Yine en başa dönülüp, bıçak, anarşi ve boş tribünler olarak bizlere geri dönen o bedava biletler sahneye mi çıkacak? Asla! Denizlispor'un 2 sene önce, stadına sadece futbol seyircisinin girmesi için sessiz sedasız ama yüreklice başlattığı ve başkanının arabasının kundaklanmasına kadar giden "Bedavacılığa son" hareketi, milli bir davadır artık.
BİR MAÇTA 182 TOP KAYBI... Futboldaki kalitesizlik, takımların top kayıplarından açıkça okundu. Kışın ortasında içini ısıtacak bir futbol izleyemeyeceğini bilen hangi aklı selim tribüne gelir ki? Bazı top kaybı rakamlarını iyi inceleyin: A.Gücü (163)-GS (166), Konya (162)-TS (157), Rize (161)-Ankara (168), FB (133)-D.Bakır (148), Sebat (182)-Denizli (191), Malatya (139)- G.Birliği (151), Samsun (145), BJK (155). İşin kolayını bulmuş Türk futbolcusu; atağa kalkan rakibini faulle durdurmak.... Ersun Yanal'ın G.Birliği'ndeki en büyük maharetiydi işte bu! Neyse ki hâlâ çalıştırdığı takımı onuru sayan ve başka hesaplar uğruna yarı yolda bırakmayan Rıza Çalımbay gibi teknik direktörler var. Çalımbay'ın Rize'si 4.'lüğe çıktı. Rize'de bir efsane daha yazılıyor, farkına varın... Bakanımız M.Ali Şahin doğruladı: "Şehir halkıyla aradaki köprüleri atmamak isteyen bazı kamu görevlilerimiz, tribünlere esnek davranabiliyor." Öyleyse bir öneri: Örneğin Trabzon'daki maça Ordu'dan, D.Bakır'dakine Malatya'dan polis gelsin. Ayrıca top kaybı rakamlarına göre yayın geliri dağılımı yapılsın! Skorlarlar değil futbolumuz kazansın. Ya yeni çözümler bulacağız, ya da eski sorunların içinde boğulup gideceğiz. Ya futbolda devrim yapacağız, ya da topyekün devrileceğiz...
