Made in Brasil Buz gibi havada ve hiç alışık olmadığımız bomboş tribünler önünde oynanan maçta Fenerbahçe zorlanmadan rahat bir şekilde üç puanı aldı. İstediği zaman tempoyu yükseltip, istediği zaman yavaşlatan, istediği zaman gol atacak görüntüde olan Fenerbahçe, antrenman maçı havası niteliğinde oynadı. Daum'un, Prag'daki 11'i bozmayacağını düşünüyordum. Cezalı Nobre dışında takımın aynen çıkacağını tahmin ediyordum. Hemen hemen öyle oldu. Yalnız Daum'un Servet'ten vazgeçemediğini gördük. Prag'da stoperin başarılı ismi Önder, Servet'in gelmesiyle sağ kanada çekildi. Sağ kanattaki Kemal de Mehmet Yozgatlı ve Aurelio ile orta sahayı üçleyen adam oldu. Van Hooijdonk ve Nobre'nin yokluğunda forvet aynı Lyon'daki maçta olduğu gibi Tuncay ve Serhat'a emanet edilirken, Alex her zamanki gibi serbest adam görüntüsündeydi. Fenerbahçe maça çok iyi başladı. Tam saha presle Diyarbakır'ı kendi sahasına kapatırken gelecek golü beklemeye başladı. Beklenen o gol de sahanın yıldızı Aurelio'nun ayağından geldi. Bu golü anlatmak çok zor. Mutlaka görmek lazım. Futbol adına her şeyin olduğu bir goldü (Teknik, beceri, ustalık, vs...) Arkasından Alex ile gelen frikik golü ayrı güzellikteydi.
Hani oynayamazlardı? Uzun sözün kısası dün gollerde Brezilya damgası vardı. Bu soğukta Brezilyalılar oynayamaz diye yazıp çizenlere ithaf edilen iki gol izledik. İkinci devre Kemal-Fabiano, Tuncay-Murat Hacıoğlu değişiklikleri Fenerbahçe'ye tempo getirdi. Bu sefer de arka arkaya kaçan inanılması güç pozisyonlar izledik. Bakmayın maçın bu skorla bittiğine... Çok daha farklı olması gerekirdi... Rüştü, skor 1-0'ken kurtardığı bir golle belki de maçın kaderini değiştiren adam oldu. Savunmada mücadele iyiydi. Çok iş düşmemesine rağmen o bölgedekiler genelde görevlerini iyi yaptılar. Serhat çok çalışıyor, çok koşuyor ama koştuğunun hakkını veremiyor. Pozisyonlarda daha dikkatli olması gerekiyor. Önder son haftaların yükselen yıldızı. Sağ bekte de, stoperde de nerede görev verilirse verilsin çok akıllı ve sağlam oynuyor. Aurelio için yazacak bir şey yok. Ne kadar övgü dolu sözler varsa zaten hepsini söylüyoruz. Bu maç da onlardan bir tanesi. Ve Alex... Bu adamın neredeyse göndermeye kalkanlar bile oldu (Tabii ki medyadan). Adam Türkiye'nin tüm istatistiklerinin en değerli oyuncusu... Dün gece de hem attığı goller, hem de yaptığı asistlerle Şükrü Saracoğlu'ndaki az sayıdaki seyirciyi büyüledi. Neticede Kadıköy'de sürpriz olmadı. Fenerbahçe yoluna sağlam adımlarla devam ediyor. Maça kimse gitmesin diye yazıp çizenler dün galip geldiler. Seyircisiz maçın tadı olmuyor. Şükrü Saracoğlu'nda 55 bin kişi varken de olay yoktu, dün akşam da olmadı. Her zaman söylüyorum, herkesi aynı kefeye koymayın. Şükrü Saracoğlu'nda maç seyretmenin tadına varmak için orayı bilmeyenleri önümüzdeki hafta Kadıköy'e davet ediyorum.
