Hava gibi, su gibi Haftalardır gazetelerin spor sayfalarına ya da spor gazetelerine bakmaya hasret kalan Beşiktaşlılar bugün keyifle özlem gidereceklerdir. Beşiktaş'ın hangi rakip karşısında alınırsa alınsın böyle bir galibiyete hava gibi, su gibi ihtiyacı vardı. Kartal'ın inanılmaz bir taraftarı var. MHK'ye binlerce kırmızı kart göstererek başladılar, "Beşiktaş'ım benim, biricik sevgilim" diye devam ettiler, "Yeter artık of off!" diye eleştirdiler, 90 dakika susmadılar. Bu taraftar çile çekmeyi değil böyle galibiyetleri hak ediyor. Beşiktaş'ın dün moral bozukluğunun dışında sakat ve cezalıları vardı. Sahaya çıkan onbirin ne yapacağı gerçekten merak ediliyordu. Hiçbir rakibi küçümseyecek halleri olmadığı için Diyarbakırspor'u da küçümsemediler, ciddiye aldılar. Oyun disiplininden kopmadılar ve ortaya farklı bir galibiyet çıktı. Del Bosque savunmada biraz da mecburiyetten fizik gücü ile oynayan, hava toplarına hakim oyunculara yer verdi. Hiçbiri sırıtmadı. Fatih, Emre, Mustafa ve İbrahim ikili mücadeleleri kazandılar, kademe hatası yapmadılar, rakibe pozisyon dahi vermediler. İspanyol hoca hep geriden oyun kurmayı düşünürdü, bu kez buna gerek kalmadı. Orta alanda Ahmet Yıldırım ve Okan'ın gayretleri, sağ kanatta Ahmed Hassan'ın çalışkanlığı, solda İbrahim ve Fran'ın bindirmeleri Beşiktaş'ın maçı alıp götürmesine yetti. Sergen'in gayretli oyununu, harika golünü de unutmamak gerekir. Çünkü perdeyi o açtı. Beşiktaş'ın sahadaki oyuncularının ismi çok önemli değil çünkü birbirine yakın kalitede oyunculardan kurulu kadrosu var. Önemli olan golü erken bulmaları. Bu takdirde özgüvenle oynayıp daha etkili oluyorlar. Kartal maç kazandıkça oyuncularının özgüveni artacaktır. Del Bosque'nin futbolcuları zorlayan sistemi de daha iyi işler hale gelecektir. Tek sırıtan isim çok şey beklenen ama hiçbir şey vermeyen John Carew'di. Uçağa kafa atar dediğimiz Carew, bütün hava toplarını kaybetti, yerden de etkili değildi. Karşı karşıya olduğu pozisyonu bile değerlendiremedi. Milli maç yorgunu olsa gerek. Hakem Erol Ersoy düdüğünü ortaya çaldı. Kararlarının birçoğu doğruydu. Ahmet Yıldırım'ı biçen Cem'i oyundan atmaması bence tek hatasıydı.