Tatsız tuzsuz bir maç Hagi'nin oldum olası orta sahada hücumdan çok savunmayı düşünen oyunculara merakı vardır. Fatih Terim gidip de Lucescu geldiğinde başımızın etini yemişti Bülent Akın'ı alın diye. Bülent Akın da savunma yönü çok güçlü ama hücum yanı hemen hemen hiç olmayan bir oyuncuydu. Galatasaray Gaziantep'in karşısına Conceiçao ve Cihan'ı orta alana alarak başlayınca gol ya uzun paslardan ya da Antep'in savunmada yapacağı hatalar sonucu Hakan Şükür'ün fırsatçılığından gelebilecekti. Dünkü maçın ilk yarım saati sona erdiğinde düşündüm, acaba bu maçı Galatasaray ya da Gaziantepspor taraftarı dışında kim izler diye... Bu kadar kötü, heyecansız, renksiz bir maç uzun süredir görmemiştim. Galatasaray'da Hasan Şaş'ın dışında oyuna renk katmak, canlılık kazandırmak isteyen tek kişi yok. Herkes riske girmeden düz oynuyor. Cihan'la Petre o kadar sık savunmanın içine giriyor ki Galatasaray orta sahada rahat rahat top koşturamıyor, Antep savunmasından dönen bütün toplar, orta alanda karmaşa yaratıyor. Galatasaraylılar ancak savunmada topa müdahale edebiliyorlar. Asıl sorun orta sahada Dakikalar geçtikçe Petre'nin yerine Volkan'ın, Cihan'ın yerine de Sabri'nin oyuna girmesi gerektiği iyice belli oluyordu. Ama nedense Hagi sanki Real Madrid'le oynuyormuşçasına Galatasaray'ın 6 hatta 7 kişiyle savunma yapmasını tercih ediyordu. Maçın ikinci yarısı da birinci yarının bir karbon kopyası olunca 55. dakikada Hagi oyuna Necati'nin yerine Arif'i soktu. Ama asıl çözümü orta sahada araması gerekiyordu. Volkan, Sabri, Ümit Karan, Ayhan kulübede oturmaya devam etti. Galatasaray öylesine savunmayı düşünen bir orta sahayla oynadı ki, maç 66. dakikaya geldiğinde Cihan bir kez olsun ileri çıkmamış, bir tek orta bile yapmamıştı. Maçın bundan sonraki bölümleri de Sabri'nin ve Ümit Karan'ın girmesine rağmen gene o tekdüze, sıkıntılı biçimiyle devam etti. Sonra maçın 88. dakikasında Gaziantepspor bir şans golü yakaladı ve Galatasaray da bu garip, anlamsız, hücumu bırakıp da salt savunmayı düşünen oyununun cezasını gördü. Umarız bu Hagi'ye bir ders olmuştur. Çünkü Galatasaray'ı bu şekilde oynattığı takdirde takımın gol atması tümüyle rastlantılara bağlı. Hoş Galatasaray gol yemeyebilir ama ligin en çok berabere kalan ya da tek farklı galip gelen takımı olabilir.
