İşte Fener bu Yıllardır dile getiriyorum, Fenerbahçe'nin saçma sapan hazırlık maçlarını... Antalya'larda otel sahaları, Almanya'larda köy takımları... Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olmak istiyorsa, hazırlık maçlarını Avrupa'nın büyük takımlarıyla oynamalı. Fenerbahçe'nin daha önce oynadığı hazırlık maçlarının tamamını kafamdan sildim attım. Gelecek sezona dünkü şahane takımla başlıyorum. Dünkü maç gösterdi ki, Daum'un kafasındaki takım yavaş yavaş şekilleniyor. Hatta sonuna gelmiş. Alex de katılınca Fenerbahçe'nin ideal kadrosunu sahada göreceğiz. Zaten Daum dünkü maçta ikinci yarıya da ilk yarıdaki kadrosuyla devam ederek bunu ortaya koydu. Ben her zaman futbolcu kardeşlerimin yanındayım. Yeter ki onlar dünkü gibi mücadele etsinler. Fenerbahçe'nin ayakta alkışlanacak diğer tarafı ise futbolun tüm unsurlarını sahaya koymasıydı. Öncelikle sahaya yayılış ve sahanın her karışının kullanılması düşüncesi mükemmel. Buna ek olarak yardımlaşma da üst düzeyde olunca zevkle izlenen bir Fenerbahçe gördüm. Sıradan takımlarla oynanan hazırlık maçlarından sonra futbolcular, güzel futbol oynamayı o kadar özlemişler ki, gol atan Tuncay'ı kalesinden top çıkartırken, ön liberoda oynayan Aurelio'yu ise kanat oyuncusu gibi kenarlardan bindirme yaparken gördük. Kalede Volkan, ikinci golde hem topu oyuna sokarken hem de köşeye giden topa tek el yerine çift elle müdahale ederken büyük hata yaptı. Oyun genelinde iyi gözüktü. Luciano ve Servet, birbirlerinin kademelerine iyi girerek olumlu not aldılar. Zaten rakibin iki golü de ölü toptan geldi. Kenar adamları Önder ve Fabiano ilk görevleri olarak savunmayı düşünerek oynadılar, zaman zaman hücuma katılarak defansta bir bütünlük çizdiler. Defansın önünde oynayan Ümit akıllıydı, Aurelio ise sahanın her yerinde görev üstlenip mükemmel oynadı. Orta sahanın kenar adamları Tuncay ve Serhat, oyunun tamamında çok iyi görünürken, Serhat gücünü maçın tamamına yaymaya dikkat etmeli. Önceki hazırlık maçlarında çok iyi performans çizen Murat vasat görünürken, Hooijdonk'u güçsüz gördüm. F.Bahçe'nin en kötü tarafı ise futbolcuların sinirli oluşları ve bu nedenle kart görmeleriydi.