Hata Yılmaz'ın Sayın Haluk Ulusoy federasynunu eleştirenlerin bile takdir edebileceği başarıların yaşandığı 7 yıl geride kaldı. Ulusoy federasyonunu tekit edenler, şikayetlerini son altı ay içinde daha şiddetli muhalefet noktasına çıkardılar. Ve kamuoyunda da etkili olup destek görmüşlerdir. Fenerbahçe, Gençlerbirliği, Ankaragücü Gaziantepspor başkanlarının çarpıcı iddiaları sonucunda Mehmet Ali Yılmaz da kayıtsız kalmamış ve bu yasayı hazırlayan kişi olarak "Kendimi vebal altında hissediyorum. Ben bu yüzden, desteklerseniz aday olurum" demişti. Haluk Ulusoy'u destekleyen Galatasaray, Beşiktaş ve Karadeniz kulüpleri ile onun gezileri, ziyaretleri ve verdiği vaadleri sonucunda destek vereceklerini ilan eden Ulusoy sempazitanı kulüpler çoğunluğu teşkil etti. Böyle olunca M.Ali Yılmaz formülünün tutmayacağı kanaatine varan Fenerbahçe, Gaziantep ve Ankaragücü yeni isim arayışına girdiler. Aksine Gençlerbirliği istikrarını o günlerde sürdürdü. Genel kurul mahkeme kararı ile durdurulunca bir anda dengeler ve politikalar değişti. İktidar desteği ile zaferini perçinlemeye hazırlanan Ulusoy ani bir şokla karşılaştı. Kendi yönetiminde yıllardır olan Levent Kızıl ve yönetimine almak istediği arkadaşı Mahmut Özgener, onun saflarını federasyon avukatı Şekip Mosturoğlu ile birlikte terkedip karşısına geçtiler. Bu uzun süreçte Ulusoy sonunda pes etti. Ve açık kapı da bırakarak, aday olmayacağını açıkladı. Ama onun gücüne karşı olanlar yeni bir strateji oluştururken, yeni bir adayın isminde anlaştılar. Ve sonunda Bıçakcı'yı ortaya çıkardılar. Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı olması ve babasından aldığı güçle sevgili Murat Aksu teşkilatçı ve örgütçü yapısını bu işin zirvesine taşıdı. eski Bakan M.Ali Yılmaz'ın seçime iki gün kala yapmaya çalıştığı atak Fenerbahçe ve Gençlerbirliği'nin de Bıçakçı'yı desteklemesi ile yeterli ivmeyi sağlayamadı. Sn. Yılmaz bir yandan kendinden çok emin gözükürken, sosyal konumu itibari ile de Bıçakcı'yı haddinden fazla küçümsedi. Maalesef aysbergin sadece üstünü gördü. Yalnız ve yalnız kazanma hırsı ve kompleksi bizim yıllardır tanıdığımız ve bildiğimiz M.Ali Yılmaz'ı sanki değiştirmiş; sadece top oynama arzusu ile kimi bulsa maç yapmak isteyen adam haline sokmuştu. Hayatının en büyük yanlışı nedir, diye sorulsa, umuyorum ki sevgili bakan, herhalde bu durumunu söyleyecektir.