Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, sadece Fotomaç'a konuştu, müthiş açıklamalar yaptı.
* Bu sezon kartal yuvamız İnönü Stadı'nda tel örgü olmayacak... Tüm tribünleri birleştirdik, tribünler arasında da tel örgü olmayacak...
* John Carew, Beşiktaş'ın Eyfel Kulesi olacak. Nouma gibi tatlı ama, kesinlikle çok daha iyi futbolcu. Muhteşem kafa gollerini bekleyin...
* Ben geri vitesi hiç sevmem, hayatımda geriye hiç bakmam... Bosque'de de bunu gördüm. Tek hedefi var: Hücum, hücum, hep hücum...
* Dünya çapında bir süper yıldız daha alacağız... Bosque'nin raporunda yer alan Juanfran bitmek üzere.
* Emre'nin bize gelme ihtimali yüzde bir bile olsa, bu işin peşini asla bırakmayacağız...
* Ben de futbol şubesi sorumluluğu yaptım... Şimdi bu görevi arkadaşımız Kıvanç Oktay yapıyor... İnanın benden çok daha başarılı...
* Biz çok çalışıyoruz, muhalefet de çalışsın... Onların çalışması, bizi daha çok çalışmaya zorlar... Muhalefet ile iktidar el ele olacak...
***
Herkese tepeden bakacağız
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören öyle açıklamalar yaptı ki, "ezeli rakiplere yaşama şansı yok." Demirören, "Taraftarla duvar kalkacak, muhalefet-iktidar el ele çalışacak, süper bir transfer daha gelecek" diyor..
GÖZLERİNİN İÇİ GÜLÜYOR Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, "Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz" sözünün canlı bir örneği. Başkan seçildikten sonra öyle adımlar attı ki, Beşiktaş'ın 100 yıllık tarihinde bile böyle dev adımlar yok. Del Bosque, Okan, Carew gibi isimleri jet hızıyla bitirdi, Emre Belözoğlu ve süper bir yabancı için de gece- gündüz çalışıyor. Yıldırım Demirören anlattıklarıyla Beşiktaş taraftarına, "Arkana yaslanıp, maçını seyredeceksin" mesajıyla onların rahat olmasını istiyor. Hedefler çok büyük. Demirören bunları anlatırken gözlerinin içi gülüyor. Taraftara da ligin başlamasını iple çekmek kalıyor. İşte Demirören'in anlattıkları:
DEL BOSQUE PSİKOLOG GİBİ Carew Beşiktaş'ın Eyfel Kulesi olacak. Nouma gibi tatlı, golcü ama futbolcu olarak ondan daha önde. Beşiktaşlılar rahat etsin. Carew hem kafa golleriyle hem de oyunuyla tribünlerle birleşecek. Del Bosque, mükemmel bir hoca. Babacan tavrının altında çok disiplinli ve insanları ikna edebilecek müthiş kabiliyete sahip. Psikolog gibi hoca. Zaten Türk futbolcusu hissidir, duygusaldır. Onların Del Bosque'ye karşı davranışları farklı olacaktır. Del Bosque ile yönetim kurulu olarak oturduk ve karar aldık. Hiçbir futbolcu bu sezon hakeme itiraz etmeyecek. Haksız yere atılan, hakemlerin üzerine yürüyen futbolcu ceza görecek. Gerekirse fazlası yapılacak...
TARAFTAR-FUTBOLCU BÜTÜNLEŞECEK Beşiktaş hep ilkleri gerçekleştirecektir. İnönü'de bu sezon tel örgüler olmayacak. Beşiktaş taraftarları Türkiye'de herkesten daha farklı bir taraftardır. Bilinçlidir, saygılıdır ve takımına da sahip çıkandır. Biz zaten bunu düşündüğümüz için tüm tribünleri birleştirdik. Hem tel örgüsüz hem de taraftarlar iç içe maçı seyrederek Beşiktaş'ı alkışlayacaklardır. Çok futbolcu almamız eleştirilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki lig uzun bir maraton. UEFA'da bir tur geçersek, UEFA'nın lig usulü olduğunu da düşünerek bu kadar oyuncuyu aldık. Her aldığımız oyuncu birer pırlantadır. Seyretmeden, lig başlamadan eleştirmek biraz haksızlık olur. Carew'i Del Bosque birinci sırada istemişti, biz de onu aldık hocaya hediye ettik. Del Bosque'nin istediği her futbolcuyu alacağız.. Şimdi bir kontenjan hakkımız var, onu da en iyisini alarak kullanacağız.
JUANFRAN VE EMRE LİSTEBAŞI Del Bosque'nin raporunda ön sırada iki futbolcu var. Celta Vigo'lu Juanfran ve Emre. Del Bosque bu iki futbolcudan birini takım sistemine uygun gördüğü için şartlarımızı zorlayacağız. Öyle ki Emre'nin yüzde 1 şansı olsa bile Del Bosque "Onu kovalayın" diyor. 2 gün için kampa geldim. Mükemmel bir arkadaşlık ortamı gördüm. Futbol şube sorumlusu olduğum zamanlarda futbolcularla haşırneşirdim. Eğer başkanlık vasfım olmasaydı onlarla yine o duyguları yaşamak isterdim. Başkanlık bana frene bastırdı. Takımın başarılı olması için bütün arkadaşlar özveriyle çalışıyoruz. İnşallah futbolcu kardeşlerim de o özveriyi gösterir.
GERİ VİTESİ HİÇ BİLMEM Beşiktaş, bir hedef çizmiştir. Daha önceki röportajımda da söylemiştim. Hiç geri vitesi bilmem, geriye de bakmam. Bunu Del Bosque'de de gördüm. Tek hedefi var: Hücum, hücum, hücum. Ben de futbol şube sorumluluğu yaptım. Şimdi bu görevi Kıvanç Oktay arkadaşımız yapıyor. İnanın benden daha başarılı ve benden daha dinamik. Ben bu kadar enerjik değildim. Belki tüm arkadaşlarımdan ön planda görünüyor ama onun görevi bu. Aslında biz yönetim olarak öyle bir kenetlendik ki bizi birbirimizden ayırmak çok güç olacak... En büyük hedefimiz tüm camiayı birleştirmek, kırgınlıkları bitirmek, muhalefetle el ele olmak.
FUTBOLCU KOŞACAK TARAFTAR COŞACAK Tribünler futbolcularla, futbolcular da tribünlerle özdeşleşecek. Futbolcular koşacak, taraftarlar coşacak. Bu parolayı iyi uygularsak, tribün o futbolcuya büyük bir destekle moral verir. Bu moral de futbolcuları oynama hevesine iter... Biz çok çalışıyoruz, muhalefet de çok çalışsın. Çünkü muhalefetin çok çalışması bizi daha da çok çalışmaya zorlayacaktır. Beşiktaş öyle bir kulüp olacak ki muhalefet ve iktidar el ele olacaktır. Bu söylediklerim bazıları için hayal olabilir ama "İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar." Beşiktaş camiası büyük bir camiadır. Bu büyük camiaya biz, futbolcular, taraftar layık olmaya çalışacağız. 2004-2005 sezonunda taraftar arkasına yaslanarak rahat maçlar izleyecek. Zaferler dışında futboldan da zevk alacak. Her şeyiyle örnek olacağız. Türkiye ve dünya Beşiktaş ile övünecek.
GİBİ 
kampa geldim. Mükemmel bir arkadaşlık ortamı gördüm. Futbol şube sorumlusu olduğum zamanlarda futbolcularla haşırneşirdim. Eğer başkanlık vasfım olmasaydı onlarla yine o duyguları yaşamak isterdim. Başkanlık bana frene bastırdı. Takımın başarılı olması için bütün arkadaşlar özveriyle çalışıyoruz. İnşallah futbolcu kardeşlerim de o özveriyi gösterir. 
