Daum'un zor günleri Fenerbahçe geçen sezonu kısıtlı kadrosuyla geçirdi. Genç ve yeni bir takım vardı. Daum bütün enerjisini bu oyuncu grubunu tek vücut gibi hareket etmeyi başaran bir sistem haline getirmek için harcadı. Fenerbahçe yeni dönemde kadrosunu birkaç eksik dışında korumayı başardı. Takviyeler de yaptı. Şimdi kulübe saha rekabetine göz diken üst düzey oyunculardan oluşacak. İşte sorunlar da bu noktada başlayacak. Her futbolcu oynadığı sürece problemsizdir. Ne zaman ki onları kulübe de bekletmeye başlarsınız, haksızlığa uğradığını hisseder. Daum bu tip problemleri 14 kişi ile oynadığı takımda bile aşamadı. Şimdi nasıl bir tavır içinde olacağını merakla bekliyoruz. Şampiyonlar Ligi ile birlikte üç günde bir oynanacak maçları, Hooijdonk'un tam randımanla tamamlaması pek mümkün gözükmüyor. Daum dolayısı ile Hollandalı'ya ya maç seçecek ya da son yarım saatlerde şans verecektir. Yaşlı oyuncu yedek kalmak istemez. Aynı şekilde kadro yapısı Fatih Akyel'i, Ümit Özat'ı, Serhat'ı, hatta Tuncay'ı bile kulübeye gönderebilir. Yeni bir kaleci transferi iki genç kalecinin canını sıkacaktır. Çünkü ne denirse densin, F.Bahçe şampiyon oldu ve kalesinde bu çocuklar vardı. Gözden kaçan Kemal ve Selçuk da var. Bunlar üst düzey oyuncular ve yedekliği kaldırabilecek düzeyde değiller. Bu nedenle Daum'un işi çok zor olacak. Kadroyu iyi yapması yetmeyecek, giremeyenlere de aynı havayı vermesi gerekecek. Rekabet takımın içindeki arkadaşlığı zorlayacak. Geçen senenin şampiyonları omuzlarındaki apoletleri Daum'a gösterecek. "Bu takımı ben şampiyon yaptım. Önce oynamak benim hakkım" diyecek. Yeni gelen "Yedek kalacaksam niye transfer ettiler" diye dert yanacak. İşte futbol bu. Sadece sahada oynayanları seyredenler, bütün bir hafta o gösteri için yapılan hazırlıkları, fedakarlıkları, üzüntüleri bilmiyorlar. Bunu bilmek de zaten hocaların görevi...
