Yunus Akgül

Yunus Akgül

17 Haziran 2017 | Cumartesi

Spor ülkelerin antidepresanıdır

Başka ülkelerin yıllara yayılabilecek, hatta hiç oluşmayacak gündemini biz bir ay, hatta bazen bir gün içinde yaşayıp, tüketmekteyiz. Yoğun gündemin ve siyasetin yaptığı tahribatı, spor onarıyor
Biz sadece 26°- 45° doğu meridyenleri, 36°- 42° kuzey paralelleri arasında yer alan bir toprak parçasında yaşamıyoruz.
Aynı zamanda, Asya ile Avrupa'yı yani Doğu ile Batı'yı bir köprü gibi birleştiren bir ülke olarak tarif edilmekte dünya üzerindeki coğrafi konumumuz… Bu nedenle, ülke olarak bir ateş çemberinin ortasında olma gerçeği ve zorluğuyla her an, her saat karşı karşıyayız.
Doğu alev alev yanıyor, Batı bizi bir kaşık suda boğmak için elinden gelmeyeni bile, elbirliğiyle ardına koymaktan geri durmuyor. Haliyle, köylüsünden şehirlisine, işçisinden akademisyenine, askerinden siviline kadar, ilk gündemimiz siyaset olmakta, her zaman ve her yerde sohbetlerimiz "Memleket hali" üzerine yapılmakta… Doğrusu haksız değiliz.
Daha 11 ay önce öyle bir facia, öyle bir hadise geçti ki başımızdan kolay kolay aklımızdan, yüreğimizden silinecek gibi değil… Öyle bir travma yaşadık ki, ülkemiz var oldukça unutmayacağımız bir tarih olarak yarınlara yazıldı, anıtlara kazıldı. 15 Temmuz'un üzerinden bir sene değil, bin sene de geçse ne şehitlerimizin acısını, ne de bu vatan hainliğini unuturuz.
İşte onun için, hala gündemimiz 15 Temmuz… Bu ihaneti konuşmaktan, bunu tartışmaktan vazgeçmeyişimiz de bu yüzden… Yeri gelmişken, o hain ve hainler hesap vermeden bize nefes almak haramdır. Bu da, bir yerde öylece dursun.
İki ay önce bir de öyle bir referandum geçirdik ki kazasız, belasız, zararsız atlattığımız için ne kadar şükür etsek azdır. Cumhuriyet tarihinin en önemli, en kritik referandumunu en hararetlisinden tartışarak, en heyecanlısından yaşayarak bitirdik. Günlerce, haftalarca, aylarca başka bir şey konuşmadık neredeyse… Suriye'deki iç savaş ve mülteciler konusu gazetelerin manşetlerini, televizyonların birinci haberlerini oluştururken, terör belası kötülükte başı çekti yine bu süre zarfında… Demiştik ya; "Coğrafya kaderimizdi."

İYİ Kİ SPOR VAR, İYİ Kİ...
Başka ülkelerin yıllara yayılabilecek, hatta hiç oluşmayacak gündemini biz bir ay, hatta bazen bir gün içinde yaşayıp, tüketmekteyiz. Düşünün bir kere, başka bir ülkede bizde bu olanların binde biri bile gerçekleşmediği halde, toplu halde depresyona giren insanlar gördük dünyada… Bizde iman gücü, tevekkül ve vatan aşkı her şeyin önünde yürüdüğünden, yolumuz şaşmıyor, hayata küsmüyoruz.
Bir de bu yoğun gündem ve karmaşanın içinde insanımıza nefes aldıran ve az da olsa kafasını dağıtmasını sağlayan bir şey var; spor… Açın, bakın; futbolda ligler bitmiş ve stadyumlar çoktan gelecek sezon için bakıma alınmış olmasına rağmen gazetelerin sayfaları rengarenk... Ara sıra kızsak dahi, birçoğunun doğru olmadığını bile bile okumaktan ve şöyle bir tebessüm etmekten kendimizi alamıyoruz nihayetinde… Yarın unutulacak haberler olduğunu biliyoruz ama İbrahimovic'in Türkiye'ye gelebilecek (!) olma ihtimalini bile keyifle okuyoruz.
Baksanıza, tüm Türkiye 10 gündür Arda olayını tartışıyoruz. Spor yazarı olsun olmasın, gazetelerde bir köşe sahibi herkes ucundan kıyısından ister istemez bir Arda yorumu yapmak zorunda kaldı. Televizyon yorumcuları -siyasi yorumcular dahil- Arda'nın olmadığı program yapamaz oldular. Kim haklı, kim haksız anlayamasak da varsın olsun, halkın gündemi spor ya; sporla nefes alabiliyoruz ya sonuçta, önemli olan budur.
Sporun insanımızı apolitik yaptığını, uyutup gündemden uzaklaştırdığını, bazı gerçekleri görmemizi engellediğini savunan ve bu fikrimizi eleştirenleriniz de olabilir. Ona da eyvallah… Her şeye rağmen, iyi ki sporla dopdoluyuz.
Gündemden biraz uzaklaşmak, kafa dağıtmak, çoğu asılsız olsa da transfer haberleriyle rahatlamak, "Arda Turan mı, Fatih Terim mi, Futbol Federasyonu mu suçlu?" tartışmalarına katılmak, biraz nefes almak iyi geliyor. İhtiyacımız var çünkü…Yoğun gündemin ve siyasetin yaptığı tahribatı, spor onarıyor. Ne güzel… İyi ki var spor, iyi ki…

ART ARDA, ARDA…
Spor yazarlarını geçtik; magazin, siyaset, ekonomi yazarı, editörü herkes Arda yazıyor, Arda konuşuyor. "Biz de bu konuyu es geçmeyelim" dedik, hani tarihe not düşme açısından… Gel gelelim, bu konuda yazılanları tekrar etmenin dışında yazılabilecek ne kaldı bilemedik, bulamadık.
Arda'nın yanlışından, haksızlığından başlayıp nedenlerini sıralamaya başlasak zaten herkesce malum, her şey ortada… Ne savunulacak, ne yorumlanacak tarafı kalmış.
Hayır, "Terim haksız" diye başlasak, yine aynı şekilde yazılmayan, konuşulmayan ne var?
Bu arada kafalar karmakarışık… Olay niye ve nereden patlak vermiş?
Nasıl gelişmiş, nereye doğru gitmiş ve daha nereye doğru gidecek?
Kısaca ne olmuş, ne bitmiş?
Bakıyorsunuz, 5N1K adına hem her şey var, hem de hiçbir şey yok!..
Her şey, fazlasıyla anlaşılmaya muhtaç…Bütün yazılıp çizilen ve söylenenlerden bir şey anlayan varsa beri gelsin.
Görünürde bir futbolcu, bir olaydan dolayı kızıp, bir gazeteciye saldırdı, hocası da onu kamptan kovunca gururuna yediremeyerek "Hayır, sen kovamazsın ben istifa ediyorum" dedi ama yok öyle değilmiş işte… İş, çoook gerilere gidiyormuş muş, eskide neler varmış mış, neler olmuş muş… Konuyu uzattıkça uzattık, merkezinden uzaklaştırarak sulandırdık, bir olayı bu kadar çabuk kakafoniye çevirebilen başka bir milletin olamayacağını bir kez daha ispat ettik bu vesileyle… Tekrar ediyoruz: İyi ki spor var.
Ancak, suyunu değil keyfini çıkarmak; tadında bırakarak, tadını çıkarmak lazım.
Sonu nereye varacak diye merak etmiyoruz da değil hani… Görünen o ki; bu pilav daha çok su kaldıracak bu gidişle…

POTA, FİLE, KALE… HOLİGAN HER YERDE
Eskiden basketbol için 'elit spor' ya da 'elitlerin sporu' denirdi.
Futboldaki holiganizm, salonlara asla uğramaz sahadaki centilmence mücadeleye tribünler de aynı şekilde cevap verirdi.
Herhangi bir olay olması düşünülemez, kimsenin aklından bile geçmezdi.
Şimdi basketbol maçlarını Avrupa ya da Türkiye liglerinde olaysız bir şekilde bitirebilmek imkansızlaştı.
Olaysız, kavgasız bir maç yok... Rahatlıkla diyebiliriz ki; artık basketbol salonlarında yaşanan skandallar futbol statlarında bile görülmüyor. İş iyice çığırından çıkmış durumda...
Beşiktaş-Fenerbahçe final serisinin 3. maçında yaşananlar ise durumun vahametini çok net ortaya koydu.
Göstergelere baktığımızda ise sporda şiddet sarmalının sıradaki durağı, maalesef voleybol salonları olacak gibi görünüyor.
Aman, biz yine de söylememiş olalım; ağzımızdan yel alsın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor