Posta pulu!

Einstein, posta pulları, yolun sonuna ulaşıncaya kadar mektuba yapışıp kaldıkları için değerlidir der; biz grupta posta pulu gibiydik, gideceğimiz yere varana kadar zarfa yapıştık...
Einstein, "Eğer nasıl okuyabileceğinizi bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir" der; biz Hırvat maçındaki hatalarımızı iyi okuyamadık. Okusaydık dün gece Topal ön libero, Arda kulübede, Hakan Çalhanoğlu forvet arkasında olurdu.
Einstein, "Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir" der; Hırvat maçında yaptıklarımızın aynısını İspanya karşısında yaptık, farklı sonuç bekledik.
Sadece iyi top tekniğine sahip olmak yetmez...
Sadece iyi pas yapmak yetmez...
Sadece çok koşmak yetmez...
Günümüz futbolunda "sadece" out, "yeterince" in...
Yeterince koş, yeterince pas, yeterince pas arası yap, yeterince şut at...
35 yıldır bu meslekteyim en çok kullandığım cümle şudur; futbolun gerçeklerine silah çekmeyeceksiniz!
Biz çektik... Gökhan'ın Caner'in Arda'nın maç eksiklerini yok saydık, forvet arkası Hakan Çalhanoğlu'ndan sağ kanat, son derece iyi bir ön libero olan Topal'dan kötü bir stoper yaptık...
Ve bitti... Üstelik biz, bitti demeden bitti.
En iyi üçüncülük kriterlerinin ilk sırasında "en yüksek puan" var, ikinci sırada ise "en iyi gol averajı" yer alıyor. Dün geceden sonra iki kriteri de tutturmamız mucize gibi bir şey.
Ve bir hatırlatma: İspanya, 2014'te Brezilya'da Hollanda'dan 5 gol yerken, iki takımın da kadroları aşağı yukarı bugünkü kadrolardı.
İspanya hatalarını doğru okudu bugünün favorisi oldu, Hollanda okuyamadı ve bizim gruptan çıkamadı. Futbolda dünü iyi okumak, yarını iyi yasmak için şart. Nokta.