26 Nisan 2016 | Salı

82 puan anlamlı olacaktır

Her 'şer'de bir hayır, her 'hayır'da bir şer arayınız der dinimiz… Lig yarışına bir de bu açıdan bakıyorum… Beşiktaş şu anda 70 puanda ve son dört maçında 12 puan alması halinde 82 puanla şampiyon olacak… Bu çok anlamlı bir sayı, özellikle de Şenol Güneş açısından… İlahi adalet sanki ligi oraya götürüyor gibi… Beşiktaş iyi takım, ligin en iyi hücum eden ekibi, sorun orta alanda Atiba'nın yalnız kalması ve savunmaya yeterli desteğin verilememesi. Oğuzhan, Sosa, Olcay, Quaresma ve Gomez beşlisinin tamamı hücuma yönelik. Son haftalara girilmişken bunca hücumcu gerekli mi tartışılır… Gol atmak önemli ama öne geçince üstünlüğü korumak da önemli… Beşiktaş takımının vurucuları, Gomez, Cenk, Oğuzhan, Sosa, Quaresma, Gökhan Töre, Kerim Feri… Tutucuları ise Atiba, Veli, Necip ve biraz da Tolgay… Son dört haftada ön bölgede daha dengeli bir kadro kurmak gol atmayı belki biraz zorlaştırır ama yemeyi de çok zorlaştırır. Şenol hoca yılların tecrübesi bu ayrıntıya dikkat edeceğinden hiç şüphem yok. Hoca, Manisa'da durum 3-2 iken direkten dönen topun anlamını iyi bilir… O şartlarda pes etmeyip beraberliği yakalayan oyuncularının ne kadar yüksek karakterli olduklarının da farkındadır doğal olarak.
Beşiktaş güçlü bir ekip ve taraftar desteğini de arkasına aldığında zorları kolay yapması büyük ihtimaldir.
O nedenle evvel Allah, bir Beşiktaşlı olarak çok rahatım… Kartal özlediği ve hak ettiği şampiyonluğu kazanacaktır.
Sezon başından beri akıtılan terlerin, hakem hatalarına karşı verilen mücadelenin ve statsız, rüzgara karşı koşarak gelinen noktanın farkında olan Gomez, Quaresma, Töre, Oğuzhan, Sosa, Atiba gibi büyük yıldızlar son düzlükte bu takımı sırtlayacaklardır.
Beşiktaş kendinden emin, özgüvenli ve evvel Allah şampiyonluğa inanmış durumda… Arkadan gelenler için ise aynı şeyi söylemek zor. Onlar kendileri kazanmaya motive olurken Beşiktaş'ın da kaybetmesini bekleyecekler. Beşiktaş özlediği şampiyonluğu almak için kenetlenecek ve bir daha rakiplerini sevindirip taraftarını üzmeyecektir. Kara Kartal'ın inancı tam olduğuna göre yolu da açıktır evvel Allah.


ATEŞLE OYNAMA MHK!
Trabzon-Fenerbahçe maçına Bülent Yıldırım'ı atadığınız gün, ateşle oynadığınızı söyledik. Maalesef biz yanılmadık ve siz de eserinizi sahada gördünüz. Herkes akıllı olsun. En başta da MHK… Şampiyonluk yarışı kızışmış durumda ve hiç kimsenin eyyama tahammülü yok. Bu ülkeye yeterince kötülük yaptınız, hiç değilse son dört maçta ya yabancı hakem getirin ya da kaşarları uzak tutun Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarından. Yapma MHK, kör gözün parmağına işler yapma, yoksa bu futbolu daha büyük kaoslara sürüklersiniz. Dikkat, dikkat, dikkat!..


TOLGA VE ALEXİS'E AÇIK MEKTUP!
Akhisar maçında ikiniz de inanılmaz kötü bir performans ortaya koydunuz… Senin yaptığın penaltı komikti Alexis, sen ise penaltıyı dışarı tokatlamak yerine tutmaya çalışarak ve arkadaşın markajdayken topa çıkarak iki büyük hata yaptın Tolga kardeşim.
Beşiktaş şampiyonluğa gidiyor ve bu yarışta özgüveni yüksek, ne yaptığını bilen futbolculara ihtiyaç var.
Kaleci çıktığı topu ölümüne alacak, kodumu oturtacak deyim yerindeyse. Stoper de kendi kalecisi dahil kimseye top bırakmayıp öncelikle meşin yuvarlağı kalesinden uzaklaştıracak. İşin özü bu. Hatalarınızdan ders alın ve son dört haftada görevinizi en iyi şekilde yapın. Moral bozukluğu bile mazeret değildir, profesyonel bir iş yapıyorsunuz en iyisini yapmanın bir yolunu bulun. Nokta!..


BU TRABZON'A İHANET!
Trabzon şehri İstanbul'dan eski bir tarihe sahip… Sumela Manastırı sayesinde dünyayı dolaşmayı seven turistlerce de bilinen bir şehrimiz.
Ancak son yıllarda birileri bu güzel ve özel şehri bambaşka şekilde tanıttılar hem Türkiye'ye, hem de dünyaya.
Vazgeçtim Trabzonspor'dan, Trabzon şehrine ihanettir bu… Şu son maçta yaşanan rezalete bir bakın.
Maç bitmiş, sahada iki takım futbolcuları arasında tek bir olay yok… Maç öyle bitse belki hakemin vermediği penaltı gündem olacak ama öyle olmuyor. Bir yeni yetme velet atlıyor tribünden ve hakeme saldırıyor. Trabzonspor'a da, Trabzon'a da büyük zarar veriyor. Yazık, hem de ne yazık. O velet hakem Bülent Yıldırım'ı da kurtardı hiç farkında değil.


YILDIRIM HAKEMLİK YAPAMAZ
Bir hakem düşünün neredeyse hayatı boyunca çaldığı bütün önemli düdükler F.Bahçe lehine olmuş. Üstelik derbilerde! Geçen sezon Beşiktaş-F.Bahçe derbisi çarpıcı bir örnektir. Diğer örnekler ise Trabzon-F.Bahçe maçlarında çıkıyor karşımıza.
İki takım arasında bu arkadaşın yönettiği 8 maçın 7'sini F.Bahçe kazanmış ve iki maç da yarıda kalmış… Son maçta vermediği penaltı da cabası… Hepsi bir yana, kale içinde bir top toplayıcı, bir güvenlik varken ve çizgi hakemi bir holiganın saldırısına uğramışken; maçı oynatmaya çalıştı Bülent Yıldırım.
Buna hakemlik denmez, bu arakadaşın gözü hakemlik kurallarını uygularken kapalı, eyyam yaparken açık.
Derhal bırakmalı, kendi bırakmalı.
Eğer biraz kendisine saygısı varsa bunu yapmalı.
Yoksa yaktığı canlar bu cihanda değilse de, ötekinde yakasına yapışacaktır.


Otizm…
Nisan otizm farkındalık ayı olarak bilinir tüm dünyada. Otizm çocuklar ve aileler için çağın vebası diyebileceğimiz bir hastalık. "Otistik çocuklardan bana ne!" diyecek kadar vicdansızsanız dahi o çocuklarla aynı toplumda yaşayacak olan kendi çocuklarınızı düşünüp bir şeyler yapın. Onlara sahip çıkalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor