24 Şubat 2015 | Salı

Bilic'le imkansız

Beşiktaş'ın şampiyonluk yolundaki en büyük rakibi Bilic… Net! Ne zaman takım bir seri yakalasa mutlaka bir garip arayışa girerek, işleri berbat ediyor. Eskişehir'de yaptığı tam olarak bu… Mazereti rotasyon… Komik!
Rotasyon yapmak, yıkım yapmak değildir… Gençlere güvenip koyarsın savunmaya Atınç'ı, V.Atiba'ya dokunmazsın gerisinde ne yaparsan yap!
Al sana rotasyon… Fenerbahçe için Topal-Emre, Galatasaray için Selçuk-Melo ne ise Beşiktaş için V.Atiba odur. İsmail Kartal gibi tecrübesiz bir hocanın dahi, hiçbir zorunluluk yokken Topal-Emre ve Kuyt'ı rotasyon adına kenara çektiğini gördünüz mü!?
O zaman Bilic'i savunmayın boş yere.
Çünkü bu yaptığı rotasyon değil, intihardır.
Fenerbahçe ve Galatasaraylı yorumcular dışında Bilic'e hak veren varsa ya art niyetlidir ya da fuboldan bi haber… İki kere iki dört… Eğer Veli ya da Atiba'dan birini dinlendirme gereği duyuyorsan, onun yerine kullanabileceğin tek oyuncu Necip'tir.
Elindeki kadroda başka bir alternatif yok.
O nedenle V.Atiba'yı bozarak yapılana rotasyon denmez… Uzatmayalım, ligin en krıtik haftalarında işleri arap saçına çeviren, derbilerde panikleyen bir Bilic var karşımızda… O nedenle Beşiktaş'ın şampiyon olması mucize gibi bir şey… Çok puan toplar, yarışı sonuna kadar sürdürür, bir çok rakibi yener; fakat eninde sonunda Bilic engeline takılır.
Bekleyin görün.

Atiba kumarı
Eskişehir'de aklına esen her türlü komikliği yapan Bilic'in anlaşılmaz icraatlarından biri de Serdar Kurtuluş-
Atiba değişikliği oldu.
Atiba'yı savunmanın sağına çeken Bilic acaba ne bekliyordu!
Atiba derken, rakibin kontrataklarına karşı koyacak kadar hızlı bir oyuncudan mı bahsediyoruz, yoksa sağ kanattan onlarca bindirme yaparak rakibi bunaltacak bir oyuncu mudur Atiba! İkisi de değil! O zaman sağ bekte Serdar Kurtuluş'tan farklı ne yapabilirdi ki? Yani bu değişikliğin akla, mantığa uygun olan bir tek tarafı var mı?
Al Atiba'yı Veli'nin yanına, çıkar Kerim ya da Oğuzhan'ı maçı kurtar!
Aklın yolu bu.. Fakat Bilic'in akıl yoluyla işi yok, o kafasına göre takılıyor ve Beşiktaş'ı yakıyor.

Liverpool destanı!
Biliç'in korkaklığı Beşiktaş'ın Anfield Road'da gol atmasına izin vermedi. O nedenle tur işi zor. Bizim bildiğimizi oyuncular da biliyor, yani hocanın korkularının farkındalar. Bu şartlarda Beşiktaşlı oyuncuların önlerinde iki seçenek var; birincisi hocaları gibi korkmak, ikincisi Beşiktaş forması giydiklerini hatırlayıp 90 dakika durmak-dinlenmek bilmeden mücadele etmek. Birinci seçenekte Beşiktaş maçı kazansa bile turu kaybeder, ikinci seçenek ise tarih yazdırır. Bilic'e değil ama tribünleri dolduracak 65 bin Kartal yürekliye ve kutsal formanın değerini bilen futbolculara güveniyorum. Şansları, bahtları açık ola.

iKiSi DE BiTiK
Liverpool maçına bakın, sahanın en kötülerinin Oğuzhan ve Sosa olduğunu göreceksiniz… Hal böyleyken Bilic bu iki oyuncuyu, aynı onbire koyuyor… Nerede yapıyor bunu, Eskişehir gibi ateş hattında olan, can havliyle mücadele etmesi beklenen zorlu bir takıma karşı, üstelik deplasmanda!
Çıtkırıldım Sosa ve Oğuzhan yetmezmiş gibi, yanlarında da tıpkı onlar gibi ayaklarına top bekleyen Olcay ve Kerim var.
Yani mücadele kısmında Beşiktaş dört eksik. Bilic hala masal anlatıyor. Yersen.

Demirören'in korkulu rüyası!
G.Saray, UEFA şampiyonluğuna koşarken yapılmayan güzellik kalmamıştı… İstedikleri her maç ertelendi. Beşiktaş'a ise bu konuda tam bir zulüm yapılıyor.
Demirören, "Benim yapamadığımı kimse yapmasın!" derdine düşmüş sanki. Beşiktaş Avrupa'da başarılı olacak diye ödü patlıyor deyim yerindeyse. Takım dört saatlik deplasmandan gelmiş, bir gün dinlenip dört saatlik kara yolculuğuna çıkmak zorunda kalıyor. Maç bir gün ertelense dün oynansa, takımın iki gün dinlenme şansı olacak. Bunu bile çok gördüler! Lafa gelince, dostluk, kardeşlik, ülke futbolu, marka değeri v.s gırla gidiyor. İcraata gelince herkes kendi kafasının kulu, kölesi olup çıkıyor...

PİŞMAN ETME PALABIYIK!
Eskişehir maçında Mustafa Yumlu'nun son dakikada Sosa'ya yaptığı hareket net penaltı.. Palabıyık bunu atladı ya da es geçti. Olabilir, ligin ilk yarısındaki maçta da Beşiktaş lehine hakem hataları olmuştu. Dolayısıyla adalet yerini buldu diyelim. Yani penaltıya sözüm yok ama maç içinde gösterdiği sarı kartlara söyleyecek çok şey var. Ali kardeşim Beşiktaşlı oyuncular öksüz ya da yetim değiller.
Her faulde sarı kart çıkardın, Kerim'in rakibi çekip bırakması faul bile değilken sarı verdin.
Şaka gibisin. Bi kendine gel. İyi hakemsin diyoruz bizi pişman etme olur mu?

TSYD SEÇİMLERİ!
Önümüzdeki ayın başında TSYD İstanbul Şubesi seçimleri var… Fatih Doğan kardeşimizle birlikte Arif Kızılyalın ve İsmail Er dostlarımız da aday. Hepsine yürekten başarılar. Elbette bizim oyumuz yarışın grubumuzdan Fatih kardeşime. Dileğimiz yarışın çirkinleşmemesi. Çünkü kulağımıza gelenler hoş şeyler değil. Yarış centilmence yapılmalı.





Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor