Korkma Bilic

Beşiktaş'ın sezon başından itibaren sergilediği futbol, Fenerbahçe'nin 4-5 gömlek üstüydü.. Buna rağmen, ligin "temsili ilk yarısı sonunda" zirvede farklı bir manzara görüyorsanız bu bir Türk futbolu gerçeğidir!
Manzaranın en önemli sebeplerinden biri, özellikle Fenerbahçe her dara düştüğünde imdadına yetişen hakem rüzgarlarıdır! Net!
Biliyorum haftalardır verilen uydurma penaltıları izleyip ardından da "Hakem de insandır hata yapabilir" diyen yorumcuları ve hiç sıkılmadan "Daha verilmeyen penaltılarımız var" diyen İsmail Kartal'ı dinlediniz..
Hakemler F.Bahçe'ye yeşil, Beşiktaş'a özellikle derbide kırmızı ışık yaktılar, bu tamam... Ezeli rakipleri sarı kartı zor görürken siyah-beyazlı futbolculara rakip hocaların ispiyonuyla bile kırmızı kartlar gösterildi, bu da net..
Sakatlıklar, her maçın "deplasmanda" oynanması da büyük bir dezavantajdı, buna da itirazım yok.

Elbette hatalar yaptı
Ancak bütün bunların dışında son iki dakikada "üç puandan, hiç puana" dönen Erciyes maçı ve iki derbide Bilic de büyük hatalar yaptı bu da net!
Oyuncu seçimi, oyuna yapılan yanlış müdahaleler dışında bir de; sahadaki futbolcuların yanı sıra tribündeki seyirciyi bile paniğe sürükleyen bir kenar duruşu vardı Bilic'in...
Takımına güvenen bir teknik adam görüntüsü vermekten hep çok uzak kaldı, panikledi.. Oyuncularına adeta ana okulu çocuğu muamelesi yapıp korner bayrağının dibine en kestirmeden nasıl gideceklerini tarif etmeye falan kalktı..
Pragmatik bir teknik adam görüntüsü vermesine rağmen hep statükocu davrandı, acı gerçek bu..
Şimdi sorsanız; "Hatalarım var" diyerek konuyu geçiştirir. Geçen sezon "Elindeki kadronun yarısını kullanmıyor" şeklindeki eleştirilerim karşısında tam olarak bunu yapmıştı. Oysa şimdilerde kabul ediyor hatasını.. Yani iş işten geçtikten sonra.. Dileğimiz ilk yarıdaki hatalarından bir an önce ders alıp ligin ikinci perdesinde farklı bir görüntü ortaya koymasıdır..
Aksi halde wiş işten geçtikten sonra hataları kabul etmenin bir anlamı olmuyor, benden söylemesi.