Büyük maça doğru

Bir yanda iyi rakiplere karşı "iyi oynayan" Beşiktaş diğer yanda Hamza hoca ile "farklılaşan"
Galatasaray!
Hava şartları ve Olimpiyat Stadı'nın tarla gibi zemini izin verirse "mükemmel" bir derbi izleriz. Herkesin kafasındaki soru şu; "Favori kim?" Kestirmeden kendi cevabımı vereyim: Atiba'lı Beşiktaş favıori olurdu, Atiba yok, favori de yok!
Veli ile Beşiktaş, Melo ile Galatasaray muhtemelen ağır olacak olan zeminde birsbirlerine üstünlük sağlamaya çalışacaklar. Orta sahada kim dizginleri ele alırsa maçın havasını, suyunu o kontrol eder. İki takımın savunmasının birbirinden çok farkı yok. Kaleciler aynı kalitede.
Sağ kanatta Sabri reis biraz farklı. Solda İsmail de oynasa Motta da Beşiktaş biraz farklı olur. Öne baktığımızda Demba Ba farkıyla Beşiktaş avantajlı. Tabii o Demba Ba'ya hangi şartlarda, kaç kez top gidecek bu tamamen arkasındaki Olcay Şahan ve Gökhan Töre'ye bağlı.

Sosa, Selçuk ya da Sneijder
Eğer ağır zeminde kıran kırana bir mücadele izlersek maçın kaderini "duran toplar" belirleyebilir. O zaman da Beşiktaş'ta Sosa, Galatasaray'da Selcuk ya da Sneijder ön plana çıkar. Ne Beşiktaş ne de Galatasaray bu büyük maçı kolay kazanabilir!
Üç puan "Aslan"ın midesinde "Kartal"ın pençesinde! O mideden çıkarmak da zor, o pençeden kapmak da.
110 km'nin altında koşan takım direnemez. 120'yi zorlayan ise avantaj yakalar. Kaliteli oyuncuların, cesur teknik adamların, öne çıkacağı zorlu bir büyük maç heyecanı yaşayacağız. Dileğimiz ortaya çalan, gördüğünü doğru yorumlayan ve cesaretle adalet dağıtan bir hakemle futbolun keyfini doyasıya yaşamak.
O yüzden Cüneyt Çakır kafasındaki tilkilerden kurtulup Avrupa'daki gibi cesur ve adaletli olursa keyfimize keyf katar. Biz de alnınından öperiz.