14 Kasım 2014 | Cuma

FenerSarayTaş!

Futbolumuz kan ağlıyor! Binlerce sebep sayabiliriz ve bunların hepsini bir çırpıda hangi renklere gönül verenlerin dilinden ya da elinden çıktığını anlamamız mümkündür; bu satırların yazarının düşünceleri dahil… O nedenle bizi kısır çekişmelere götürecek, eyyamcıların yıllardır kullandıkları, "Hakem de insandır hata yapabilir!" mealindeki fonsiyonel bahanelerine sarılmalarını sağlayacak somut olaylardan gitmeyeceğim bugün.

Kral, imparator yetişir!

Binlerce sorunun biri de entellektüel sportif birikime sahip olduklarını düşündüklerimizin aslında böyle bir birikime sahip olmamaları ve futbolu oynarken ne kadar günlük düşünüyorlarsa bıraktıktan sonra da aynı şekilde günlük düşünmeye devam etmeleridir.
Bir başka deyişle her türlü mevki, makam ve dünya nimetine kavuşmuş olan futbol insanlarımızın dahi, şike ve yabancı sayısı başta en önemli konularda kimseyi karşıma almamalıyım düşüncesiyle susmasıdır.
Bu düşünceyle bizde Kral, İmparator, Prens v.s yetişir ama asla bir Beckenbauer, bir Platini yetişmez.
Onlar gerçek futbol adamları, yetiştikleri ya da aidiyet hissettikleri kulüplerin çıkarlarıyla Alman ya da Fransız futbolunun genel çıkarları çatıştığı anda kulüp yöneticisi gibi değil futbol adamı gibi davranıyorlar. Kıyaslama bile yapmamız mümkün değil o kafayla bizim aramızda dünya kadar fark var … Kapanır mı, bilmem ama "bu kafayla" zor.
Şike, yabancı konusu ya da sıradan bir maçtaki pozisyon hiç fark etmez… Gak dersen Galatasaraylılar kızar, guk dersen Fenerbahçe ya da Beşiktaşlılar veya Trabzonsporlular… Hoş, Trabzon ve Beşiktaş'ı bu anlamda pek önemseyen yoktur ya terazinin ayarını bozmama adına biz onları da yazmış olalım.
Tost ekmeğinin arasında kaşar peyniri nasıl eriyip gidiyorsa, temelinde Fenerbahçe-G.Saray baskısı ve kavgalarıyla eriyip gidiyor futbolumuz.
Brezilya'dan dört yemişiz, Kazakistan'ı yenmişiz inanın bana bunların hiç bir önemi yok.

Şemsiye altına saklanın!

Yöneticiler baskıyla şampiyonluk aldıklarına inandıkları müddetçe bu baskıyı sürdüreceklerdir. Hakemler, malum takımlar aleyhine hata yapmadıkları müddetçe maç aldıklarını bildikçe "Hakem hatası" şemsiyesi altına sokabilecekleri her hatayı, baskıcılar lehine yapmaya devam edecekler.
Sonra biz 20-30 yılda bir Avrupa ya da Dünya Kupası'nda şöyle bir kıpırdayacağız ve herşey aynen devam edecek.
50 yıldır bu kafa hiç değişmedi ve biz de bir adım ileri gidemedik.
Kimsenin bundan rahatsız olduğunu da düşünmüyorum.
Herkes mutlu, puan cetvelinin zirvesinde, ligin en kötü futbolunu oynayan (F.Bahçe'nin son maçı hariç) iki takımı duruyorsa ve biz bunu sorgulamak yerine "Hakem hatası" kredi kartını kullanmaya devam ediyorsak vay halimize. Öyleyse eyyama devam. Fenerbahçe ve Galatasaray iyi, mutlu, başarılı ve zirvedeyseler Türk futbolu kimin umurunda!?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor