18 Aralık 2012 | Salı

Kırık kalpler onarılmalı

BEŞİKTAŞ, Samet Aybaba yönetiminde 90'lı yıllardaki "Kolej takımı" havasını yakaladı. Bu anlamda hocayı ne kadar kutlasak azdır. Gerçekten işin en zor tarafını başardı ve deyim yerindeyse okyanusu geçti. Bununla birlikte gariptir, hoca nehirde boğulmaya kararlı görünüyor!
Bir teknik adamın yaptığı transferler tutmayabilir. Sonucunda hiçbiri maliyetli oyuncular değildir, yanıldım, dersiniz olur biter. Bu kabul edilebilir bir şey. Kabul edilemez olan, getirdiğiniz bir oyuncuyu form durumuna bakmaksınız oynatmaktır.
Bu hem o oyuncuya, hem takıma, hem de size büyük zarar verir. Samet hoca bu konuda ne demek istediğimi anlamayacak kadar tecrübesiz değil. O nedenle bir daha düşünmeli diyorum.

'Baba' gibi olmak
Mertcan ve Muhammed, uzun lig maratonundan Beşiktaş'ın can simitleridir.
Hazır tutulmaları şart. Bu iki genç adam için gerektiği kadar risk alınmalı. Yarın Fernandes ve Oğuzhan yine oynamayacak durumda olabilirler.
Bu taktirde sadece savaşan bir takımla mücadele etmek zorunda kalabilir ki bu sıkıntı yaratır.
Öte yandan Beşiktaş'ın bir golcüye ihtiyacı var. Bunu tartışmam bile ancak bana göre başka bir takviyeye gerek yok.
Samet hoca kızgınlık anında Tanju, Burak ve Atınç'ı kıracak sözler söyledi. Kırdığı kalpleri tamir etmeyi de bilmesi gerekir.
Bu çok zor bir şey değil.
Baba gibi azarlar, baba gibi de gönül alır.
Bence bunu yapmalı.
O taktirde çok daha geniş bir kadrosu olacağı şüphesizdir.

THY ve spor gazeteleri
HER geçen gün büyüyen, son iki yılda Avrupa'nın en iyi hava yolu seçilen gökyüzündeki gururumuz THY, sporun gücünün farkında olduğu için Barça, ManU gibi dev kulüplerle sponsorluk anlaşmaları yapmakla yetinmeyip Messi ve Kobe'yi de reklam yüzleri olarak belirledi. İyi de oldu.
Spora bu kadar önem veren THY'nin uçaklarında ve de CİP salonlarında spor gazetelerinin bulunmaması ise son derece garip.
THY yolcuları neden spor gazetesi okumaktan mahrum kalsınlar ki!?
Sanırım gözden kaçan bir durum var. Dileğimiz ve beklentimiz bir an önce bu aksaklığın giderilmesidir.
Yurtdışı uçuşlarında göklerde ve tabii ki CİP'te spor gazetesi okumak hakkımızdır diye düşünüyorum.

İtibar ölçen teraziniz mi var?
TÜM yazarları aynı sayfada toplayan bir internet sitemiz "En çok okunana göre" ve "Yazar reputasyonuna" göre şeklinde iki sıralama yapıyor...
En çok okunana göre yapılan sıralamaya kimse bir şey diyemez. Ancaaak, reputasyon muhabbeti pek öyle değil. İngilizce 'reputation' kelimesinden gelen reputasyonun Türkçe'deki karşılığı duruma göre "ün, şöhret, itibar, şeref, haykırış" anlamlarına gelebiliyor.
Bir yazarın tek reputasyonu, okunma sayısıdır.
Bunun dışında bir ayırım yaparsanız adama sorarlar; şan, şeref, itibar gibi şeyleri ölçen bir teraziniz mi var?
Reputasyon tamam da kime göre, neye göre reputasyon?

İnönü'yü ortak kullanmak
DUYUMLAR ilginç. Beşiktaş'ın stat taleplerine olumsuz yanıt veren G.Saray şimdi "Locaları kullanmamak kaydıyla Arena'da oynayabilirsiniz" noktasına gelmiş. Bu arada TT Arena'nın zemini onarılırken G.Saray'ın da, derbi dahil bazı maçlarını İnönü'de oynamak istediği konuşuluyor kulislerde.
Yeniden fair-play rüzgarları eserse şaşırmayın. İnönü'nün üç büyük tarafından ortak kullanıldığı yıllarda olduğu gibi.

Örtüyü kaldır, teröristi gör
BİR insan sair zamanda gidip bir otobüsün camına taş atsa, ya da bir mağazaya meşale atsa başı bin türlü derde girer. Ne var ki bunu "taraftar" maskesi altında yapınca cezalandırılmadığı gibi bir de kahraman (!) oluyor.
İki hafta önce F.Bahçe otobüsü taşlandı, dün GS Store yakıldı, yarın ne olacak Allah bilir.
Bunlar yüzlerini kulüp flamalarıyla örtmüş futbol teröristleridir. Örtüyü (hangi renk olursa olsun) kaldırdığımız anda karşımıza çıkacak kişilik aynı tiptir.
Yoktur birbirlerinden farkları. Bunu bilmeli, buna göre davranmalıyız.

Kocaman korktu, Terim uyudu
KAZANAN Galatasaray olduğuna göre Terim haklı ve kutluyoruz.
Ancak sahada yaşananları objektif olarak analiz edersek şunu söylemeliyiz; gerek Terim, gerekse Kocaman inanılmaz hatalar yaptılar.
Kocaman; Stoch, Sezer, Krassic üçlüsünden ikisinin yerine Topal, Baroni ve Caner'i sahaya sürerek hem rakibine, hem de kendi oyuncularına "korkuyorum" mesajı verdi. Kaybetmesinin asıl sebebi budur. Terim ise maç boyu sahada hiçbir varlık göstermeyen Umut ve Burak'a tahammül etti.
Derbiyi kaybetse, Umut ve Burak konusunda eleştirilirdi.
Kazandığı için hataları da görmezden geliniyor, hikaye budur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor