Sinan Vardar

Sinan Vardar

29 Temmuz 2017 | Cumartesi

Neşteri vurma zamanı

Bir insan düşünün, futbolun tabanından gelip büyük bir kulüpte uzun yıllar kaptanlık yapsın.
Camiaya kendini sevdirsin ve Galatasaray Kulübü'nün vazgeçilmez isimlerinden biri olsun. İtalya'da teknik direktör olarak görev yapsın ve orada da ilk sezonda büyük başarı kazansın. Daha sonra dünya devi Milan'a transferi...
Bu arada 6 ay gibi zamanda ve o kadar işin arasında İtalyancayı öğrenecek bir zeka ve azme sahip olsun. Galatasaray'da Avrupa şampiyonluğu, Milli Takım'da Avrupa üçüncülüğünün yanı sıra azımsanmayacak başarılar... Bence bu; çok büyük bir başarı hikayesidir.
Arkasında tabii ki lobi desteği olduğu da bir gerçek. Böylesine uzun süren bir serüvende büyük maddi imkanlar da var tabii ki. Ancak biraz sendeleyince daha önce beraber çalıştığı kişilerin de arkasından vurmasına ne denir ki!
Aslında bunların hepsi tabiatın kuralları. Düşüş başlayınca dostların birer birer seni terk eder. Hayretler içinde kalırsın.
4 yıl önce Milli Takımın başına geçtiğinde gazetem Fotomaç'ta seni uyaran bir yazı yazmıştım;
"Aman Fatih Hocam, 'arkandayız' dediklerinde bil ki giyotin hazırlanmıştır"' diye belirtmiştim.
Çünkü iyi tanırım. Güç kimin yanındaysa hemen yüzünü oraya döner. Beşiktaş'ta da böyle yapmıştı.
Del Bosque, Ertuğrul Sağlam, Tigana, Rıza Çalımbay'a da aynı yöntemi uygulamış, ben de seni uyarmıştım.
Hani beraber yola çıkmıştınız!
Gücünüzün azaldığını görünce hemen seni yalnız bıraktı.
Yanından hiç ayırmadığı TFF'deki baş yardımcısı da inan ki sinsi sinsi gülüyordur.
Çünkü adım gibi biliyorum ki Arda polemiklerinde de o vardı. Millilerin grupta 4 maçı kalmış şurada; dik dursaydın ya Demirören! Sevabı, günahıyla şu dönemi birlikte tamamlasaydınız.
Kaosa bak!
Milli Takımın hocası kim olmalı?
Bu polemiğin sırası mı?
Milletin gözüne baka baka yüksek ücretli sözleşme yapan sen, futbolcu başına primi kafana göre, 150 binden 650'e çıkaran yine sen! Türk Futbolunu her yönden gerileten yine sen!
Şimdi sen görevde kalıyorsun, Fatih Hoca out! Fatih Terim'le zaman zaman uzun uzun söyleşilerimiz oldu. Türk futbolunun gelişmesi için birçok konuda fikirlerimiz uyuşuyordu.
Fatih hoca büyük devrimler yapan Altınordu'yu kulüplere örnek gösterecek bir sisteme inanıyordu. Ama usta teknik adam böyle düşünmesine rağmen Türk futbolunda bir gelişim olmadı. Hatanın kimde olduğu kabak gibi ortada.
Özetle Yıldırım Demirören ve onun yanındaki kurmayları ile Türk futbolunda en ufak bir gelişim olmaz, olamaz!
Daha çok Fatih Terim'ler gelir gider ama bu başı boş düzen aynen kalır.
Artık meseleye bu açıdan bakıp, neşteri vurma zamanı.
Bu yazıda yıllardır tanıdığım Fatih Terim'in futbolla ilgili yönlerini yazdım.
Son yaptığı kişisel eylemini ise hiç desteklemediğimi belirtmek isterim.

Elif Elmas
Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş Denetleme Kurulu Başkanı Feyyaz Tuncel, ziyaretime geldi.
Beşiktaş'ta BEFAM projesinde sevgili Feyyaz da ekipteydi.
Beşiktaş altyapısında Feyyaz Tuncel en önemli yardımcılarımdan biriydi. O da benim gibi genç yeteneklerin takıma kazandırılması gerektiğine inanan bir kardeşimdi. Son görüşmemizde bana 'Elif Elmas' adında Makedon orjinli bir gençten bahsetti. ''İnan başkan çok yetenekli. Bu çocuğu Beşiktaş'a kazandıralım'' dedi.
Hemen harekete geçip Elif"i araştırmaya koyuldum. Görüşler olumluydu. Elif Elmas'ın Bursa'daki yakınlarıyla bir görüşme yaptım.. Onlar da bana, "Elif'e yapılan bunca teklifin arasında Beşiktaş'ın bir önerisi olmadığını söylediler. Tam üstteki yetkili ile konuşacaktım ki, bomba patladı; Fenerbahçe Elif'i transfer etmişti.
Aklıma Fenerbahçe'nin araştırma grubunun başında olan amatör yeteneklerin avcısı Müjdat Yetkiner geldi. Sarı-lacivertli kulüpte Ersoy'la birlikte önemli işler yapıyorlar. Onlara genç yetenekleri sorduğumda, "Abi Türkiye'de senden başka genç yetenekleri soran yok'' derler. Tabii ki amatörler benim için çok önemli. Her zaman da genç yeteneklere destek olmaya çalışmışımdır.
Neyse Elif Elmas transferi sonrası Müjdat'ı aradım. O da bana Elif'in büyük bir yetenek olduğunu söyledi. Ben de kendisini kutladım.
Umarım Türk futbolu önemli önemli bir değer kazanmıştır.
Ama doğrusu Beşiktaş'ın böylesine yetenekli bir gençle hiç ilgilenmemesi beni çok, ama çok üzdü.

Milli Takım Teknik Direktörü kim olmalı?
Bu karar benim olsaydı; yüreğimi ortaya koyar, Milli Takım'a Altınordu Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu'nu getirirdim.
Ardından futbolumuzun kalkınması için Hüseyin hoca ile uzun vadeli bir yol haritası çizerdim. Tabii ki futbolu yönetenler böyle bir karara imza atma cesareti gösteremezler.
Geçtiğimiz dönemde Abdullah Avcı'ya ayıp edildi.
Bu dönemde Abdullah hoca ismi gündeme gelmelidir.
Şenol Güneş ismi çok konuşuluyor ama onun Beşiktaş'ta yapacak daha çok işi var.
Bir gerçek var ki; Türk teknik adamlar geleceğin yetenekli teknik adamları yanlarına alıp onların yolunu açmıyor. Halbuki;
Piontek; Fatih Terim'in, Derwall de; Mustafa Denizli'nin yolunu açan isimlerdi.
Haydi bakalım, yeni teknik direktör kim olacak.
İzleyip, göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor