Aktürkoğlu

İçerde oynuyorsun. Rakip, ligin belki de en zayıf kadrosuna sahip takımı; İstanbulspor. Ezeli rakiplerinin taraftarları semtlerinde takılıp maça yarım saat kala statlarına yürüyerek giderken, senin taraftarın toplu taşımayla, taşıtlarıyla ya da yaya halde binbir cefa çekip geliyor tribündeki koltuğuna. Üstelik bunu yağmur, kar, soğuk, çamur vs demeden 13. bitirdiğin sezonda bile rekorlar kırarak yapıyor. Ve sen koskoca ilk 45 dakikada İstanbulspor'a karşı üstünlük kuramıyor hatta geriye düşüyorsun. Maç gidiyor, sen bir türlü yakalayamıyorsun. Tribün yılmıyor, seni yine ateşlemeye uğraşıyor. Öncesinde VAR'ın yakaladığı lehine penaltı olmasa soyunma odasına iki farklı geride girecektin ve belki de bu tüm sezonuna mal olacaktı. Okan Hoca'nın kadro tercihinde Icardi'yi yedek soyundurmasından çok daha fazla dikkat çeken şey Boey'in yokluğuydu.

* * *

İkinci yarıda Icardi yeşil çimlere basınca stattaki karamsar hava dağılır gibi oldu. Arjantinli yıldızın rakip ağları bulduğu golde VAR, maçın hakemini (sahalarda nadir görülen, istisnai bir şekilde) ofsaytı yorumlamak üzere izlemeye çağırdı. Gol iptal olduğunda normal sürenin bitimine 20 dakika vardı. Tansiyon zirvedeydi... Kerem Aktürkoğlu aynı modu açtı ve penaltıdan sonra bir de frikik golüne imza attı. Nevi şahsına münhasır bir topçu Kerem, ne olursa olsun, nasıl oynarsa oynasın onu "vazgeçilmez" kılan çok sıra dışı özelliklere sahip. Derdi hep rakip kaleyle ve bir şekilde o hedefine ulaşmaktan asla geri adım atmıyor. Aktürkoğlu'nu anlamayabilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ancak takdir etmek zorunda bırakıyor sizi. Tıpkı benim yapmış olduğum gibi. Belki yeteneğin, oyun zekanla değil ama hırsın ve gole adanmışlığınla tüm futbolcular için örnek alınması gereken bir numaralı karaktersin. Helal olsun sana Kerem Aktürkoğlu.