ADETA ve ANCAK

Galatasaray, ligin en zayıf ekibiyle, kendi sahasında -ADETA- sezonun en kritik maçını oynadı.
Rakipleri lig fikstürlerindeki en zorlu sınavlarından birer tanesini üçer puanla savmışken, soğuk ve yağışlı havadan, hatta pazartesi gününden bile daha keyifsiz bir tribün önünde sahne almak kolay değildi.
Bu maçta maruz kalınacak puan kaybı 4. yıldız beklentisini gelecek sezona ertelemek için yeterliydi. Çamdal ve Bruma'nın kadroda olmasını ve sağ kanadın bu ikiliden oluşturulmasını hayli garipsemiştim.
Antrenmanlarda bu iki futbolcu öyle şeyler yapıyor olmalı ki, Hamzaoğlu hâlâ onlara dair bir umut barındırabilmekte.
Hamza Hoca, Balıkesir gibi zayıf bir rakip karşısında bu büyük riski almaya değer bir fayda görmüş olsa gerek.
Aslında sol kanatta alınan risk de sağdakinden aşağı kalır değildi ama, Olcan Adın ve Yasin'i (özellikle de Yasin'i) beğendiğimi itiraf etmeliyim.

Yasin ilk 11' i hak etmişti
Sebebi, verdiği iki gol pası değil (keza; iki golde de usta ayakların şutları belirleyiciydi).
Rakip ceza sahasına sıklıkla girmeyi başaran Yasin; hırslı ve yırtıcı...
Ziraat Türkiye Kupası'ndaki performansıyla ilk 11'in vizesini almayı çoktan hak etmişti. Bitime 30 dakika kala oyundan alınmasına şaşırdım. Zorunlu Melo-Emre değişikliği ile aynı dakikada gelen Umut-Yasin hamlesi sonrası Hamza Hoca eski dizilişine döndü. Artık rakip de 10 kişiydi.
G.Saray farkı daha da açacak zannederken Balıkesirspor daha sık gelmeye başladı ve golü buldu. Kendi sahasında oynayan Galatasaray, ligin en zayıf ekibini, hem de 10 kişi kalmışlarken, ANCAK 3-1 yenebildi.
Kemal Özdeş'in ligin dibinde yer alan takımının iki topunun direkten döndüğünü vurgulayalım.