Melo attı Kartal kazandı

İki teknik adamın ilk onbir tercihlerinde 2 ismi çok garipsedim doğrusu. Bilic'in, Oğuzhan yerine (hele Veli'nin yanında konuşlanacak oyuncu olarak), 18 kişilik kadroya dahi almadığı Necip'i tercih etmesini beklerdim. Kimileri ''Necip sakat'' diyor ama edindiğim bilgiye göre oynayabilecek durumdaydı.
Oğuzhan illa oyanatılacaksa, Veli'nin yanında Sosa başlamalıydı.
Hamza Hoca'nın Emre Çolak tercihine de katılmıyordum doğrusu.
İlk yarıda maçtaki en heyecan verici isim, sahanın yıldızı Cüneyt Çakır'dı.
Geçen hafta sahalara dönen Cüneyt Hoca ilk yarıda pozisyon üretmekte zorlanan ve savruk oynayan futbolculara katkı yaparak, maçı hızlandırmak için büyük uğraş verdi.
İlk yarıda Sabri ve Emre'nin top kayıpları (Sabri yanılmıyorsam, ilk isabetli pasını 32. dakikada atabildi) G.Saray'ın, yoğun geçen sezonun ilk yarısındaki birikmiş yorgunluğu Beşiktaş'ın ayağındaki prangaydı.

Keyifsiz bir derbiydi
Siyah beyazlılar orta sahada Atiba'nın en kötü haline bile (kural kitabına uysa da, bence ağır bir karar olan) gördüğü kırmızı kart pozisyonunda şuursuzdu. Cüneyt Çakır, Melo'ya yapılan sert faulü ivedilikle sarı kartla cezalandırsa belki ortam o denli gerilmeyecekti.
Devre arasında önce Bilic, ardından Gökhan ile detayını bilmediğimiz münazara fırsatını kaçırmayan Melo'nun, tünele girerkenki sükuneti, ikinci yarının başındaki golü kadar takdire şayandı. Gökhan Töre'nin şutunda meşin yuvarlak Semih'e çarpıp çatala gelmese, ağlarla buluşsa karşılaşma berabere de bitebilirdi.
Sonuçta futbol açısından keyif vermeyen derbinin kazananı Kanarya, pardon, (İsmail) KARTAL oldu. Hani o; ilk yarının en çok eleştirilen ismi var ya; işte o…