'Haklı bir sebep'

Bir ilke daha tanıklık ettik; Volkan Demirel, Milli Maç'a dakikalar kala stadı terk etti. Olay gerçekleştiğinde sosyal medyada ne dediysem, hâlâ aynı düşünüyorum; ''Volkan'ın her ne koşulda olursa olsun stadı terk etmesi yanlış. Hem de; en az ona yapılan kadar büyük bir yanlış''. Aynı dakikalarda meslektaşım Fatih Doğan'sa şunları yazıyordu; ''Ne günlere kaldık! Milli oyuncu ısınırken küfreden insana, küfür yediği için milli formayı ve stadı terk eden futbolcuya sahibiz''. Görüşüme katılmayıp bana tepki gösterenler, hatta küfredenler bile oldu. Ama ben Twitter'ı terk etmek yerine küfürbazları blokladım.
Keşke o tatsız olaya müdahale eden güvenlik görevlileri de ''bloklama'' eylemini hayata geçirebilselerdi.
Değerli okurum ''sözün bittiği yerdeyiz'' cümlesini bir daha benden duyamayacaksınız. Keza futbolumuzda ''beterin beteri varmış'' dedirten durumlar yaşamaya adeta alıştık. Futbol iklimimizde cereyan eden türlü hadiselerden dolayı, gruptaki ilk galibiyetimize bile doyasıya sevinemez hale geldik.
Gerek Volkan, gerekse Volkan'ı bezdiren Yeni Amasyasporlu arkadaşın da Kazakistan'ı yenmemize en az bizim kadar sevindiğinden eminim.

Bir daha çağırılmasın
Kim bilir, belki de; çok safım. Disiplin Talimatı'nın 51. maddesinde, Milli bir oyuncunun ''haklı bir sebebi olmadıkça'' stadı terk etmesinin, 2 aydan 1 yıla kadar müsabakalardan men cezası alması gerektirdiği yazıyor. Terim, bu ''haklı sebep''i tayin etmeye tek yetkili insan. Adil olan; bu cezanın uygulanmaması ve Volkan'ın ligde oynaması.
Ama; bir daha Milli Takım'a çağrılmamalı.
Çünkü; dün akşam itibariyle ''Milli Takım'' kariyerinin bitmesi gerektiğini düşünmem için ''haklı bir sebebim'' var; hiçbir sporcunun, kendisinden sorumlu olanların direktifi haricinde, hiçbir milli maçı bırakma lüksü yoktur!