Skortif başarı!

Trabzon'da izlediğimiz futbol ziyafeti sonrası Kadıköy'de nasıl bir mücadelenin bizi beklediğini az çok tahmin ediyorduk.
Boş tribünler önünde tam da tahmin ettiğimiz gibi tatsız-tuzsuz bir oyun ile ilk 45 dakikada adeta uyukladık.
Oysa Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi hedefiyle, Akhisar'ın düşme hattından uzaklaşma isteğiyle biraz daha coşkulu oyun ortaya koymaları gerekiyordu.
Olmadı. Yine olmadı...
Fenerbahçe'nin inatçı Hollandalı hocası yine hiç bir yenilik denemeden, sahaya son dönemde alıştığımız durağan oyun anlayışını sürmüştü. Konuk ekibin de daha cesur oynamasını beklerdim açıkçası. Neredeyse pozisyonsuz ilk yarıda Miguel'in kendi kalesine attığı gol sarı-lacivertlilerin soyunma odasına moralli girmesini sağladı.

Volkan ortak etti!
İkinci yarının başında Volkan'ın yaptırdığı penaltı ise Ege ekibini maça ortak etti. Fenerbahçe'nin 2. golü moral üstünlüğü açısından önemliydi.
Ancak bu moral üstünlüğü bir türlü üretkenliğe yansımadı. Akhisar'ın bulduğu pozisyonlar da bireysel hatalar sonucuydu.
Zaten maçta bireysel hatalar çok fazla sayıdaydı. Advocaat'ın oyuncu değiştirmemesini ise anlamak çok güç. Kenarda ısınan ve oyuna girmek isteyen oyuncuları bu kadar etkisiz bir oyunda tercih etmemek kalan haftalar için sıkıntı yaratabilir.
Yarın, öbür gün ihtiyacınız olması halinde hoca olarak organik bağınızın zedelendiği oyuncular istediklerinizi yapmayabilir.
Bu maçta da görüldü ki Fenerbahçe'de hoca-futbolcu iletişiminde sorun olduğu çok net ortada.
Son dakikada Lens'in golü maçı bitirirken lig ikinciliği için umutları devam ettirdi.
Bol hatalı ve bol gollü ama futbolsuz bir gece geride kaldı. Oyunculara tavsiyem ligde şampiyonluk hedefinden uzaklaşmış olabilirsiniz, hedefsiz kalma odaklanma veya motive olamama lüksünüz yok, en büyük bireysel hedefiniz aldığınız parayı hak etmek ve motive olmak içinde giydiğiniz forma ve üzerindeki arma yeterli olmalı, bunlar performans gibi inip çıkmaz, karakter inen çıkan bir şey değildir ve sizi yansıtır...