Skandallar gecesi

Büyük umutlarla başladığımız salı gününün gecesine şokla girdik, çarşamba günümüz de hüsran oldu... Tabii en olumlu düşünceyle aklımıza Benfica maçı geldi; Yine olur mu diye, olmadı...! Günlerdir "Kiev" diyoruz ve tek tartıştığımız konu havanın ne kadar soğuk olacağı. Önemli olanın soğuk değil, Kiev olduğunu önemsememiş Beşiktaş. Final maçında ilk 15 dakikayı atlatmak çok önemliydi ancak savunma ikilisinin yerleşim hatası ve yanlış sezisi ile 1-0 öne geçti Kiev.
Sonrasında ise tam bir hakem faciasıyla karşı karşıya kaldık. Beck'in rakibiyle girdiği ikili mücadeleyi, hele ki omuz darbesiyle yerde kaldığı pozisyonda, kariyerinde sürekli penaltı icat eden Thompson'ın yine penaltı olarak değerlendirmesi, Skandal!
Üstelik, üstüne bir de kırmızı kart göstermesi, daha büyük skandal. Yeni kurallar gereği bir oyuncuya son adam diye hem penaltı hem kırmızı kart verilemez.
Bu düzeydeki maçlarda bu skandalların hep bize denk geliyor olması da ayrı bir "skandal." Beşiktaş'ın Devler Ligi'ndeki bu futbolu ise en büyük skandal. Sonrasında ise film koptu. Ne ruh hali, ne de vücut dili iyi sinyaller vermeyen Beşiktaş'ın yaptığı bireysel hatalar inanılır gibi değildi.

Oğuzhan yıldız değil
D.Kiev teknik direktörü Rebrov'un dediği gibi, Quaresma artık yıldız değil sanırım, kendi ceza sahasında çalım yapmaya çalışan Oğuzhan hiç değil. Günlerdir 'Kiev maçı Kiev maçı' denilerek o kadar maskelenmiş ki, halının altına öyle şeyler süpürmüşüz ki, 45 dakikada her şeyi yediğimiz tokatla gördük. Sezonun en önemli maçında ligde ve devlerin liginde, namağlup bir takımın bu derece dağılmasını tecrübesizlikle değerlendirmek yanlış olur.
Şampiyonlar Ligi'ne veda etmiş, sonunculuğu garantilemiş bir takıma karşı alınan bu skandal sonuç, tek planı kanatlardan pozisyon bulmak olan bir takım için bile olsa "Hüsrandır" Devler Ligi'nde 5 maç rakiplerine kök söktür, final maçında iddiası olmayan takımdan fark ye... Anlaşılır gibi değil. Beşiktaş'a Avrupa Ligi'nde başarılar dilerken, yine keşkeler ve vah vahlarla devler sahnesine veda ediyoruz; hem de üst tura bu kadar yaklaşmışken.