22 Eylül 2016 | Perşembe

Bal’ına...

Her karşılaşmanın kendine göre bir hikayesi vardır.
Bu hikaye içinde de hava durumu, saha ve zemin durumu hatta ve hatta tribün tepkileri hikayenin önemli bir kısmıdır.
Kimilerine göre detaydır kimilerine göre ana unsurlardır.
Taraflar içinde ittifakla kabul edilen "iyi ve teknik becerisi yüksek" olan tarafı kötü zemin ve de bahsettiğim koşullar;
"daha düşük kapasiteli" takımdan çok etkiler.
Bu kabullerle maçı izler, üzerine de iki çift söz edersiniz. Olay budur özetle.

*** Dün gece Trabzonspor, BAL Ligi ekibi rakibi karşısında ortak koşullarda sahaya çıktı. Rakibine neyse ona da o yani...
Koşullara da uygun teknik kapasitesi yüksek olmayan bir onbir tercih etti Ersun Yanal.
Tabiri caizse daha "arazi tipi" oyuncularla sahadaydı önceki maçlarına oranla.
Rakibinden korktuğu ya da çekindiği için değildi elbette, bir şey deniyor olmalıydı.
Akıllar Konyaspor'da yani üstüste 3 maç kaybettiği ligindeydi... Başka türlüsü de kabul edilebilir bir durum olamazdı.
Zira ortada takım hüviyetini bir türlü kazanamamış Trabzonspor başarısızlığı var. *** Konyaspor gibi diri, hazır, sert, çok koşan takıma karşı bir hazırlık, bir deneme yapılması önemliydi.
Dörtlü defans, dörtlü orta alan ve önde de Castillo'lu ikili forvet olacak Konyaspor karşısında.
"Gelelim maça" demeyi çok istesem de bu pek mümkün olmuyor hak verirsiniz ki. Siklet farkı o kadar büyük ki, maçın analizini yapmak hata yaptırır.
Trabzonspor'da akıllar ligde, bir an evvel kazanmak, stresi atmak derdinde ve Konyaspor maç günü gelsin diye bekliyorlar, eminim.
Doğru diziliş, doğru oyun geçiş dönemi için işin formülü bu.
Eğer bunu denediyse bence bu maç için amaç hasıl oldu demektir!
İyi oyun sonra!