Yakinen tanımak!

Türk futbolunu bilen hoca" kavramı diye bir realite var... Vahid Halilhodzic hoca için mesela; 8 yıl evvel kısa bir zaman diliminde yaşadığı ülke, şehir ve onun futboluyla alakalı olarak; "yakinen bilir" denildi.
Oysa yılların kurt hocasının, yaratılmaya çalışılan ancak ne hikmetse bizim bir türlü göremediğimiz "marka değerimiz"den(!) bi'haber olduğunu hep birlikte gördük.
Katar ligine baktıkları gibi bakıyorlar diyorum da kimse inanmıyor... Hadi abarttım, Katar'dan bir önceki durağız biz kimilerine... Vahid hoca öyle baktı iddiasında değilim! Ama bizzat kendisi birçok yabancı oyuncuyu itham ederken bunu kastetti! Konumuz ya da benim konum Vahid hoca falan değil, benim imkanım olsa direkt Milli Takımı teslim ederim kendisine, o ayrı bir mevzu!
Bugün iki büyük kulübümüz yabancı hocalardan, yerli hocalar sert bir dönüş yaptılar... Olumlu da yansıdı bu dönüş...
Kısa vade de Trabzonspor bu dönüşün kaymağını yedi, normale döndü!
Bugün de rakibi Rizespor bu dönüşümü seçti, sonuçları göreceğiz! Benim asıl kafama takılan husus; "Türk futbolunu bilen yerli-yabancı hoca" kavramının iyi bir şey olup olmadığı noktası!

*****
Şunu demek istiyorum; Türk futbolunu yakinen tanımak iyi bir şey midir? Emin miyiz bu konuda? Türk futbolunu iyi tanımak, Türk futbolunda dönen dolapları da iyi tanımak anlamına gelmiyor mu? Düzeni iyi tanımak, düzene ters gitmemek demek değil mi biraz da Türk futbolunu yakinen tanımak! Beni kafamı hayli karıştırdı, sizin de karıştırsın biraz...
Türk futbol düzeni 3 İstanbul takımı üzerine kurulu bir pasta sistemi değil mi?
Büyüklerin hocaları içinde şu an Türk futbolunu en az tanıyan hoca hangisi, Bilic di mi? Kaçıncı senesi onun? Tonlarca eksiğine rağmen, Avrupa'da yine aynı oynadılar değil mi? Hal böyle olunca, "Türk futbolunu yakinen bilen teknik adam"ların liginin çıkardığı Milli Takım da bu.
Avrupa temsilcileri de bu! Hiç darılmak gücenmek yok! Yaşasın Türk futbolunu tanımayan, ama sporun ruhunu, ama futbolu, disiplini yakinen bilen teknik adamlar...
Hayden eyvallah!