Şapka düştü

Şapka düştü, kel göründü ve Galatasaray mükemmel bir takım olmuş Başakşehir'e, TT Arena'da boyun eğdi. Başakşehir'i ön plana çıkaran en büyük faktör, oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığının olması ve her oyuncunun görev bilincinde hareket etmesiydi.
Galatasaray'ın sorunu ise oyuncuların birbirine uzak oynaması ve bireysel beceriyle ön plana çıkma saplantısıydı. Riekerink'in, Adana'da öyle ya da böyle kazanan kadroyu bozması, özellikle birden bire Balta'yı savunmaya monte etmesi, anlamsızdı.
Çünkü Semih-Balta ikilisi ne zaman birlikte oynasalar, duran toplardan gol geliyor.
Bu ikili yükselemedikleri gibi hep rakiplerinin altında kalıyor.
Başakşehir'in attığı gollerin altında Galatasaray'ın gönderdiği oyuncular vardı.
Sabri-Carole ikilisi Ferhat-Uğur kadar hücuma etkili çıkamadıkları gibi orta bile yapamıyor.
Haftalardan beri suskun olan Eren Derdiyok da Riekerink'in ısrarı yanlıştı.
Mehmet Battal, Başakşehir'in tüm hücumlarında Galatasaray savunması önünde pas istasyonu oldu.

Riekerink yanlışları
Battal, arka direkte mükemmel bir kafa golü atarken Visca ve Mossoro'ya da final pasları verdi. Oysa Eren, pozisyona giremediği gibi Sneijder, Bruma ve Sinan'ın hücuma çıkarken yapmak istedikleri duvar paslarına katkı sağlamadı.
Riekerink'in Podolski'yi santfor oynatmaması, Josue'yi kenarda bekletmesi yenilgiye davetiye çıkardı. Çünkü Podolski oynadığında Battal gibi pas istasyonu oluyor;
Bruma, Selçuk, Sneijder, Sinan gibi oyuncularla duvar pası yapıyor, hatta bireysel becerisini öne çıkarıp sol ayağıyla gol atıyordu.
Eren ısrarı Galatasaray'ı Başakşehir'e karşı 10 kişi oynattı. Tolga Ciğerci'nin yokluğunda Nigel de Jong, orta alanı kontrol edemedi. Hollandalı 20 metrekarede oynayarak zaman geçirdi. Bu yenilgi Galatasaray'a zirve yarışında yara verir. Ancak Riekerink, defansı yeniden organize ederek, özellikle yüksek toplarda başarılı, Serdar Aziz'i monte etmeli.