26 Kasım 2014 | Çarşamba

İnanılır gibi değil

-Fenerbahçe, 1-0 geriye düştüğü karşılaşmada Bursaspor ile 1-1 berabere kaldı. Caner'in 35. dakikada oyundan alınmasının ardından İsmail Kartal'a verdiği tepki maça damgasını vurdu.
Fenerbahçe'ye gelmeden evvel, Sevgili Dostum Şansal Büyüka'dan bir ricam olacak. Şansal'ın artık, Lig TV ile yöneticilik ilişkisi yok. Sadece Maraton programının sunucusu ve üç yorumcusundan birisi... Bütün bağı bu kadar... Bu yüzden 'Fenerbahçe TV'si gibi' dediğim Lig TV'den ayrı tutuyordum onu...
Şimdi Sevgili Şansal'dan rica ediyorum:
Pazartesi akşamı yayınlanan Maraton programında iki bölümü lütfen izlesin.
1- Caner'in oyundan çıkarken yaptığı ve de Şenol Güneş'in 'İkinci sarı ve kırmızı' diye itiraz ettiği hareket, Mustafa Denizli'nin uyarısıyla ekrana geldi. 'Maçtan sonra olanlar, akılda kalanlar' diye program yapılıyor ya... Orada Mustafa Denizli uyardı ve Tümer'e şu soruyu sordu: "Topla gidiyorsun, boş kaleyle karşı karşıyasın. Kayıyorsun ve düşüyorsun. Top da auta gidiyor.
Sen kendine kızarak, tribünlere, korner bayrağına, kale direğine tekme atsan, yumruk atsan, sarı kart görür müsün, görmez misin?"
Sorunun cevabı açık... Medyamız tarafından göklere çıkarılan maçın hakemi Fırat Aydınus, Şenol'un itirazına, "Bana yapmadı. Hocasına yaptı" diye savunma yaptı. Görüntüde var. Mustafa Denizli verdiği örnekle Tümer'e, "Sportmenliğe aykırı hareketin kime yapıldığı önemli değil. Önemli olan sportmenliğe aykırı hareketin yapılmasıdır. O hareket sarı kart gerektirir. İkinci sarıdan, kırmızıdır" dedi. "Ben bu kararından dolayı hakemi kutluyorum" diyen Sevgili Şansal, o konuyu kapatmak için uğraştı mı ya da bana mı öyle geldi; bir baksın.
Bana telefon etsin.
2- Emenike'nin bir pozisyonu var. Şansal 10 dakika konuştu bu konuyu ve bu pozisyon için "Maçın kaderi" dedi ya! Bursaspor'un en az 10 net gol pozisyonu kaçırdığı bir maçta, maçın kaderi olan an, 11 santim ofsayt olduğu ileri sürülen pozisyon!..
11 santim de nasıl! Ben piero'larına inanmıyorum.
Top ayaktan çıktığı anda mı yapılıyor yoksa saniyenin onda biri kadar önce mi yapılıyor? Saniyenin onda biri, olimpiyatta madalya alanı değiştirir. Saniyenin onda biriyle birinci ya da beşinci olursun. Saniyenin onda biri o kadar önemli... Topu istediğin yerde durdurarak çizgiyi 11 santim bu tarafa da alırsın, 11 santim o tarafa da alırsın.

SARI KARTA BAĞLADILAR

-Mustafa Denizli itiraz etti. "Top ayaktan çıktı mı?" diye...
Mustafa Denizli yine çırpındı. "Çıktı mı" diyor, "Oradan görelim" diyor, "Omuz ileride" diyor, "Senin çizdiğin yer ayaktan" diyor; anlatamadı. Şansal Büyüka 10 dakika, "Bu pozisyon ofsayt", "Bu pozisyon ofsayt" dedi.
Sen moderatörsün; bu kadar müdahale etme hakkın yok. Senin iki yanında yorumcu oturuyor. Ben Şansal'ı ilk defa, bu kadar şiddetli Fenerli gördüm.
Bu anı da tekrar izlesin ve lütfen bana telefon etsin. Bana, "Hıncal hocam, sen bana haksızlık ettin. Ben herkesin hakkını böyle savunuyorum" desin!
Bir tek Meireles'in Ozan'ın kellesinde biten tekmesi için "Kırmızı kart" der gibi oldu, onu da sonunda "Yok canım. Aslında sarı kart yeterdi" diye bağladılar. İnanılır gibi değil.
Ben Galatasaraylı, Beşiktaşlı bir seyirci olsam, Lig TV üyeliğimi iptal ettiririm. A Spor'da yorumcu olduğum için hem de her hafta başında sen ve Özge bana röportaja geldiğin için, mecburen seyrediyorum. Çünkü asabım bozuluyor artık... Bu kadar aleni, bu kadar pervasızlık olmaz.
Sevgili Şansal'a yine soruyorum. Sarı kart pozisyonundan sonra Caner'in arkadan bir müdahalesi var rakibe... Hakem faul çaldı.
Niye gelmiyor ekrana; sarı mı, değil mi diye!
Bütün sarı kartlar gösteriliyor; bunu da 'sarı kart gerekli mi, değil mi' diye tartışsanıza...
Fenerbahçe'nin işine gelmeyen pozisyonlar ekrana gelmiyor. Mecbur kaldıklarını ekrana getiriyorlar onları da böyle getiriyorlar! Bana, naklen yayındaki Fenerlilik gına getirmişti ama Maraton'u da Fenerbahçeli görünce...

-Ceza sahası içinde Sow'a çalınan bir ofsayt var. Sow topa dokunmadı ama ofsayt kararı çıktı. Bu pozisyonla ilgili ne düşünüyorsunuz? Ayaktan çıkıp çıkmaması önemli değil. Aktif alanda topa müdahale niyetinde olması yeterli kurala göre... Aktif alandaki bir futbolcu, kaleciyi etkilemek istemediğini göstermeli. 'Benim topla alakam yok' demeli. Sırtını dönmeli... Hatta dışarıya doğru yürümeli...
UEFA'nın yorumlarında böyle yazıyor. Sow tam tersini yapıyor. Topa müdahale niyetinde olduğunu gösteriyor açıkça... Artık 'değdi-değmedi' diye bir şey yok. O gol olsa, 'gol' diyecekler!
Ayıptır. Hakikaten ayıptır.
Şansal benim canım kadar sevdiğim bir arkadaşım. Türkiye'de spor yorumcusu olarak en saydığım adamlardan da bir tanesi... 3 gün evvel de Şansal ile neşe içinde, keyifle yemek yedik. Bu kadar da yakınız.
Ama yakın olmamız başka bir şey; benim gördüklerim başka bir şey... Yayıncı kuruluştan başka kanalda görüntü yok. Tek görüntü tekeline sahip bir kurum olarak, sen kamuoyunu istediğin gibi şartlandırma hakkına sahip değilsin. Bursa-Fenerbahçe maçının 90 dakikalık görüntülerini bana versinler, bir Maraton da ben yapayım. Hadi bakalım!

HASAN ALİ'Yİ BEKE KOYARDIM
-Caner'in oyundan alınmasını doğru buluyor musunuz? Sinirli ve sarı kartı vardı ama o dakikaya kadar oyuna katkısı da yüksekti. Caner bu maçta iki sebepten oyundan alındı.
1- İkinci kartı görebilirdi. Bu tabela yazarı medyayı geç... O dediğim pozisyonda arkadan müdahalesine hakem ikinci sarıyı gösterse İsmail Kartal bugün tefe alınmıştı. 'Efendim, Caner'i tanımıyor musun? 7. dakikada sarı kart gören futbolcu, oyunda tutulur mu?' Rıdvan Dilmen diyor ki "İsmail Kartal, 10 dakika daha bekleseydi?"
Caner ikinci sarıyı 43. dakikada görse ne olacaktı? Rıdvan Dilmen yorumcu değil teknik direktör... Fenerbahçe'nin teknik direktör adaylarından biri... Hala bazı yorumcularımızın kafaları dakikayla!.. 'Birinci dakikada kart çıkar mı?' ya da '35. dakikada adam oyundan alınır mı?' 1- Caner öfke ile her an kart görebilir.
2- Fenerbahçe'nin o kanadı koridor oldu. Oradan bomboş akınlar yapıyor Bursaspor...

TÜRKİYE'DE EŞİ YOK

Ben İsmail Kartal'ın yerinde olsaydım ne yapardım? Caner gibi bir oyuncu Fenerbahçe'de yok, Türkiye'de de yok.
Caner'in savunmada zayıf kaldığını görünce Hasan Ali Kaldırım'ı alırsın, Caner'i ileri sürersin. Mantıklı hareket bu...
Ama hem savunmada koridorsun hem de öfkeden her an kırmızı kart görebilecek durumdasın; o zaman oyundan alana bir şey demem. İkisi birden var çünkü...

HAKEMLER ŞIMARTIYOR

-Caner maçtan sonra hocasından ve arkadaşlarından özür diledi. Oyundan çıkarken ki fevri tavrı özür dilemesini kapatır mı?
Kapatmaz. Caner, Türkiye'de ceza görmemenin şımarıklığı içinde...
Caner'i bu hale getiren Türk spor medyası ve o medyanın güdümündeki hakemlerdir. Caner bu haliyle en fazla arka arkaya iki maç oynar, üçüncü maçı oynayamaz. Böyle olduğu zaman da aklı başına gelir. Bu dünya ne Canerleri eğitti hakemler sayesinde, medya sayesinde...
Ben mesela Fatih Terim'in yerinde olsam Caner'i içim kan ağlayarak milli takıma çağırmam. Çünkü takımı her an 10 kişi bırakabilir. Gerçi milli maçlarda mum gibi... O yüzden Caner'in bilinçli hareket ettiğini düşünüyorum ve kızıyorum.
Yabancı maçlarda hakemler yabancı olduğunda böyle hareketi yok.
Bir kere kart görüyor ondan sonra sahanın en centilmen adamı oluyor birdenbire...
Ama Türkiye'de biliyorsun; birinci sarı kartlar beraat kararıdır. Bundan sonra istediğini yap! İkincisi nasıl olsa çıkmaz! Nitekim işte çıkmıyor.

-Öteki taraftan çekişmeli bir karşılaşma oldu. Top Fenerbahçe'nin ayağındaydı ama pozisyonları bulan taraf Bursaspor'du. Ancak ilk golü atan Bursa arkasını getiremedi. Bu maçtan sonra ben 'İsmail Kartal görevden alınmalı' derdim. İsmail Kartal elindeki kadroyu o kadar kötü yönetiyor. O kadroyu taşıyacak, yorumlayacak, yüklenecek güçte değil. İsmail Kartal niye orada; Aziz Yıldırım'ın emirlerini birebir uyguladığı için...
Sezon biter Fener şampiyon olursa aynen Mustafa Denizli'ye söylediğini bu defa çok da rahat İsmail Kartal'a söyleyecek. 'Fener'i kim şampiyon yaptı?' diye sorulduğunda Papermoon'da 'Dördüncü yıldızı ben aldım' diye hava atacak. Çünkü bu seneki şampiyonluğun özel önemi var. Dördüncü yıldızı almak...
Aziz Yıldırım 'Ben aldım' diyecek. İşte soruyorum:

-Caner'i kim oyundan çıkardı?
-Görünürde İsmail Kartal... Caner'in sarı kart aldığı dakika ne zaman?
-7. dakika... Çıktığı dakika ne zaman? 35. dakika...
Arada Lig TV'nin ekrandan kaçırdığı Caner'in ikinci sarı kartlık hareketi var. Sarı kartı gördüğü pozisyonun hemen arkasından...
Niye o kadar bekledi İsmail Kartal? Çünkü otelden seyreden başkanın telefon etmesi, telefonun tribünden İsmail Kartal'a ulaşması, İsmail Kartal'ın onu hakeme söylemesi; dakika etti 35...
Caner nasıl çıktı oyundan: İsmail Kartal yanında olsaydı yumruk atardı. O kadar öfkeliydi.
İkinci devre ne oldu da kulübeye dönüp, mum gibi oturdu? Hani Volkan'ın döndüğü gibi... Bir telefon daha geldi devre arasında Caner'e... Kimden geldi acaba?
Dikkat ettiysen vicdanları el vermediği için bunu ima ettiler Maraton'da... 'Caner'i kim oyundan aldı ve ikinci yarıda kulübeye gelmesini kim sağladıysa, iyi bir organizasyondu' dediler!
Yani pazartesi akşamı yayınlanan Maraton pek çok şeyi kanıtlama açısından tarihi bir Maraton'dur. Şenol Güneş açık Fener'den korkmuş. O canavar gibi orta saha adamları ilk yarı boyunca öbür sahaya neredeyse geçmediler!
Oysa dilimizde tüy bitti; 'Fenerbahçe'nin en zayıf yanı savunması, en güçlü yanı forveti...
Fenerbahçe ile maç oynayacaksan, kendi yarı sahanda oynaman intihar olur.
Nitekim ikinci yarıda maçı Fener'in yarı sahasına intikal ettirdiklerinden itibaren kaç tane gol kaçırdı Bursa... Hemen hemen her akınında gol pozisyonuna girdi. Ama ilk akında, 3. dakikada gol bulduğu halde Şenol Güneş, daha sonra ileriye gitmeye cesaret edemedi. Şenol Güneş'ten daha korkak birisi var; İsmail Kartal ya da arkasında kim varsa işte...
Emre gibi bir adam kenarda ısınıyor ve maçın bitmesine 5 dakika kala oyuna alıyor.
Niye? Çünkü hala ve hala yüreğinde korku var. Çift ön liberoya ihtiyacı var: Mehmet Topal ve Meireles'e... Bir tane yetmiyor Bursa'ya karşı! Son oyuncu değiştirme hakkını da kullanmıyor. Niye; 'Bir tane kazara atar da öne geçersem savunmaya bir adam daha alayım.' Onun için kullanmıyor o hakkını...
Haftalardır böyle yapmıyor mu? Öne geçer geçmez Selçuk'u oyuna sokuyor! Ruhunda korkaklık var.

KORKAKLAR MÜCADELESİ
Sow'un iki özelliği var:
1- Müthiş fiziği ile kendisini savunan stoperleri, bireysel olarak darmadağın eden birisi. Müthiş fiziği var.
2- En olmadık pozisyonlarda -kaleye yan dönük, kaleye arkası dönük, kaleye sırtı dönük- ayağıyla, kafasıyla şutlar çıkarabiliyor.
Sow bir rakip savunma için bela... O bela kenarda oturuyor! Webo'yu almak için Fenerbahçe'nin nasıl günlerce, haftalarca uğraştığını hatırla... Nerede Webo? Öyle bir futbolcu var mı Fener'de?
Sow kenarda oturuyor. Kime tercihen; Alper'e... 'Çünkü Alper'in savunması daha güçlü...' 'Sow, hücumu güçlü; Alper, savunması güçlü...' 'Emre, hücumu güçlü; Meireles, savunması güçlü.' Tercihler hep böyle ve Fenerbahçe'nin asıl gücü olan hücum gücünü kendi hocası zaten yarıya indirmiş!
Korkaklar mücadelesi 1-1 bitti. Aslında haksızlık oldu. Maçın hakkı eşitlik değildi.
Şenol Güneş ikinci yarı korkmaktan vazgeçince Bursa, Fenerbahçe'yi perişan etti. Ama olmayınca da olmuyor işte...








Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor