İşaretler

Fenerbahçe futbolsuz bir galibiyetin ardından sahada işaretler bıraktı.
Gördük ki, Advocaat futbolcularına roller dağıtıyor. Havuzdaki haylaz balıkları taraftara işaret ederken, karşılığında aciz tepkiler alıyor.
Pereira döneminde tozu dumana katan ama kendi döneminde ayakta duramayacak hale gelen Volkan Şen'i 68'inci dakikada oyuna alıp 10 dakika sonra çıkartması, sorumsuzluğu ıskartaya çıkartmasıdır.
Sabotaja karşı enkazı işaret etme duruşu!
Volkan Şen suratını asacağına, kendisini rafa kaldıran gerçeklerin resimlerini assın duvarlara.
Gördüklerinden gurur duyuyorsa, hangi takımın formasını giydiğini bir daha düşünsün!
Gözden düşenleri kaldırmak kolay değildir çünkü!

***

Van Persie'nin kireçlenen ayakları bir golle, yeniden avantajlı bir kimliğe sahip olmasını sağladıysa, yeteneğine ihanet edenlerin resmi bir kez daha basılmış demektir.
Ne diyelim yani, "Çok çalıştı ödülünü aldı mı?" diyelim.
Bizim bakış açımız aynı.
Pas boya tutmaz.
Van Persie'nin alkışlanması için önce aldıklarını iade etmesi gerekir.
Onun 5.7 milyon euroluk sükseli etiketi varsa, sezon başından beri yan gelip yatmanın etiketi de alnının ortasına yapıştı. "Konu mankeni!" Önce onu temizlesin! Krallık için çok geç, affetmek için erken.

***

Asalak yabancılar futbolda bir akım yarattı da. Sınırsız yabancının cirit attığı bir ülkede, ruhuyla forma giyenlerden bir takım yaratamadık.
Hısım akraba menajerlik sistemi kurup, futbolu tekeline alanların gönlü hoş olsun, cebi dolsun. Gerisi enayilere yol gösteren trafik levhası olsun.

***

Bazı yabancılara boynumuz kıldan ince. Bir pozisyonun bir takımı nasıl harekete geçirebileceğinin en anlamlı işaretiydi Beşiktaşlı Fabri.
Maçın ilk yarısında bocalayan Beşiktaş'ın o pozisyondan sonra başka bir ruha bürünmesinin sebebidir Fabri'nin kapanan gözü.
Beşiktaş kalesini canı pahasına korumak için gözünü bile kırpmayan adama saygılarımızı sunuyoruz.
Şenol Güneş ve Ümit Özat arasındaki tartışmaya gelince...
Şenol Güneş'in sıktığı yumruğu, Ümit Özat'ın elindeki çiçek demetine değişmem!

***

Üst katları tedirgin eden bordo mavi bir kasırga izliyoruz. Trabzonspor'un ikinci yarı özetini çıkarırsak.
Ligin ilk yarısında yok yere oyalanmış ve şampiyonluğa geç kalmış bir takım görürüz.
Doğruları inşa etmek için bir takım yanlışlar yapmak gerekiyormuş demek.
Trabzonspor'un bu gidişle Avrupa Kupaları'na katılma hayali uzak değilmiş gibi görünüyor.
Ersun Yanal bu parlak dönüşün özel ismidir.
Bir teknik adam otoritesiyle baskı kurmaz. Sevgisiyle kazanmaya yol açar, karşılığını saygıyla alır.
O saygıyı yönetim de göstermiştir, taraftar da.
Futbolcular da sonucu belirleyen saygının resmi geçidinde yürüyor.

***

O yüzden taraftarın önüne atılan Advocaat'ı da biz işaret edelim.
Aziz Yıldırım gibi bir başkana açık verdikten sonra gözden çıkarılan adam!
Aziz Yıldırım gibilerinin başparmağı hep aşağıdadır.
Hele kendi günahlarını ödeştirecek bir kurban bulduğu zaman.