07 Şubat 2017 | Salı

Dehşet tiyatrosu

Hayatımda izlediğim en çirkin derbilerden biriydi.
Üstelik bu çirkinliği gelecek zamanlarda nefrete taşıyacak kadar da tehlikeli bir gösteri.
Gecenin baş aktörleri Oğuzhan Yakup ve Van Persie'dir.
Oğuzhan adamlığı bitirimlikle takas eden yeni yetme kaptan modeli.
Parmağını burnuna götürüp rakibini aşağılamayı insanlık sayan çöp adam!
İhbarcılıktan ve mızıkçılıktan futbol oynamayı unuttu.
Bu adamı iki sezondur böyle sahnelerin içinde görüyoruz da, bir kez olsun yöneticileri tarafından uyarıldı mı?
Çirkinliklere bonservis veren düzen, böyle birine zamanında gereken dersleri de verebilseydi, çamur bir ruh üretilmezdi.
Şimdi Oğuzhan'daki bağışıklığın tedavisini üstlensinler!

***

Gelelim Van Persie'ye.
Provokatörlüğü profesyonellik zanneden karaktersiz pazarlamacı!
Önce tiyatro oyuncusu olarak dili tribünlere çıktı.
Sonra Ali Palabıyık'la hemşeri çıktı.
Ardından elini apış arasına soktuğu bir fotoğraf çıktı önümüze. Beyefendi zannettiğimiz bir edepsiz çıktı ortaya.
5.7 milyon euro'luk finansal bedeninde elle tutulur bir yer arıyordu demek.
Merak etmeyin.
Onun tek kollu yolculuğu, iki yıllık asalaklığını bile unutturacak posterlerle donatılır.
Düzenin medar-ı iftiharı olarak!

***

Zerre kadar mücadele etmeyen pozisyon yatalağı Cenk Tosun'u ve kafasız adam Tosic'i de işaret ederken herkes payına düşeni almalı.
Ve tabii onurlu kupayı aşağılamanın avukatlığını yapan Fikret Orman da!
Başarısız bir sonucun ardından başarılı bir saçmalama seansı yaşayan başkana bir sözümüz var.
Sayın Başkan!
Kazanırken verdiğiniz değeri, kaybederken aşağılamayın!
"Süt kupası" tanımlaması nasıl bir çaresizliğin deşifresidir?
Sizin kitabınızda sportmenlik yazmıyorsa, bizler sizin için nasıl güzel şeyler yazabiliriz ki?

***

Ve Ali Palabıyık!
Diğer hakemler gibi maçtan çıkıp evine pozisyon cesetleri götüren adam.
Böyle hakemlerin düdükleri, sezon sonuna kadar sürecek cinayetler senfonisidir.
Futbolda herkes payına düşeni ödüyor da, bizim paralarımızı hangi hakla birileri bu hakemlere ödüyor?
Cüneyt Çakır ve eyyamcı grubunun listesine girmek için ellerinden geleni ardına koymayanlara bizden bu kadar.
Hakem cinayetlerinin makbule geçtiğini ve işine geldiğinde ağlayan yöneticilerin, işlerine gelmeyince emziklerini bıraktıklarını gördükten sonra.
Diyeceğimiz tek söz var. "Futbolun derin devleti hakemlerdir!"

***

Bu kadar çirkinlik arasında zarif bir adamı işaret etmeliyim.
Abdullah Avcı...
Her maçtan sonra sadece futbolu konuşan belki de tek adam.
Başakşehir bu sezon futbol olarak Galatasaray'ı ikinci kez ezdi geçti.
Abdullah Avcı'nın bir takım yaratmak konulu ders kitabını okumaları gerekenler, çaresizlik konulu martavallar okuyor.
Kaybedilen maçlardan sonra ağlama piyasası her zaman müşteri bulur ama.
Onlar da takımın başına Abdullah Avcı gibi birini bulsunlar ki.
Böyle çaresiz sızlanmalara ihtiyaç duymasınlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor