O sırada bir adam gelir...

Futbola ilgi azalmakta kabile kültürü genişlemektedir.
Entrika, küfür, bitirimlik!
Masum olan tek şey futbol topudur.
Fatih Terim, Arda Turan'ı milli takıma almaz kıyamet kopar.
Yaratılan kargaşanın çözümü başkalarına bırakılır.
İfşa edilmesi sakıncalıdır da.
Meselenin içinde sanki devlet sırrı gizlenir!

***

Olayın primle ilgisi yoktur. Çünkü kimsenin milli takımda prime karşı durduğu görülmüş değildir.
Peki, neyle ilgisi vardır?
Bunun en güzel cevabını Yılmaz Vural verir. "Bize niye soruyorsunuz, Fatih Terim'e sorun!" Güce hizmette kusur etmeyenler için gizemli imparator üretmek fena fikir değildir.

***

O sırada bir adam gelir...
Ne popülerlikle işi vardır, ne ucuz kavgalarla.
Kasım kasım kasılmaz!
Satranç takımı vardır, yürek takımı.
Bilgisi, görgüsü.
Sorumluluk projeleri.
Abdullah Avcı milli takımın en büyük mağdurlarından biridir de, ona sorarlar.
"Milli takıma alınmayan futbolcular için ne düşünüyorsunuz?" Cevap net ve asil...
"Magazinin konuşulmadığı ve 2018 Dünya Kupası eleme maçlarında başarılar diliyorum" Abdullah Avcı milli takımda kendisine kurulan kumpasın ardından da asil bir davranış sergilemiştir.
Ama milli forma altında attığı gole sevinmeyen ve sakatım diye oynamayan futbolcular için bu medya tek program bile yapmamıştır.
O futbolcuları Abdullah Avcı'nın üzerine gönderenleri açığa çıkarmak zor değilken!
Bugün tartışılan meselenin yanında, çok daha organize bir imha planı işlemişken!

***

Çirkin tiyatroda her şey tanıdıktır!
Hakemlerin adaletsizliğini sergileme mevsimi açılmıştır.
Bursaspor, Gaziantep'in yeniden dirilişi için kurban edilir.
Fenerbahçe nasılsa kötü oynuyor diye sahte penaltıya yem edilir.
Dürüstlüğün bu topraklarda hükümsüz olduğunu herkes bilir.
Kıssadan hisse.
"120 yaşındaki adamla, 110 yaşındaki karısı hakimin karşısına çıkıp, birbirlerinden dertli olduklarını anlatır ve boşanmak istediklerini söylerler.
Hakim şaşırır.
"Birbirinizden bu kadar nefret edecek kadar dertliydiniz de, niye bu yaşa kadar beklediniz?" İkisi birden içini çeker.
"Ah hakim bey" der koca.
"Boşanacaktık ama çocuklar etkilenmesin diye onların ölmelerini bekledik!" Bu meseleden çıkan sonuçları herkes kendine göre değerlendirebilir.
Futbolu bu hale getiren sanıklar bellidir de, tanıklık yapacak olanları bulmak meseledir.

***

O sırada bir adam gelir...
Bir teknik adam nasıl yenilenir, gösterir.
Asaletinin, bitirimliğin kaç puan önünde olduğunu resmeder.
Geriden gelenlerle takip mesafesini ayarlarken, bir yol hikayesi yazar.
Futbolsa futbol, devrimse devrim!
İmkansızlıkları ihtimale çevirirken, Başakşehir'e liderlik desenli ihtişamlı bir elbise giydirir.

***

Bitirimlere, krallara ve cahillere paha biçilmeyen bir ülkede.
Abdullah Avcı gibi adamlar kırk yılda bir gelir.