27 Eylül 2016 | Salı

Ayak izleri!

Futbolda sil baştan diye bir oyun vardır.
3 puanı taştan çıkarmakla oynanır.
Fenerbahçe'nin iki haftalık kazancı bazı şeylerin değişme sebebidir.
Futbolcular için lig davasında iş ciddiye bindi.
Daha önce ciddi değil miydi?
Değildi.
Çünkü o futbolcular kazanacaklarını zannettikleri maçları kolayca kaybettiler.
Şimdi puanların açığını kapatmakla, futbolun açığını kapatmak arasındaki yolculuğa yürek koymak zorundalar.
Başka şansları yok!

***

Varsa yoksa Volkan Şen.
Bütün takım onun ayaklarına bakıyor.
Rakip kale önüne giderken sihirli lambadan çıkan cin gibi.
Krallık taslayanlara inat.
"Ben kulunuz Volkan Şen" diyor.
Çok koşmakla bazen kendini zora koşmak gibi çelişkileri var.
Varsın olsun!
Van Persie gibi ayaklarını uzatıp maç izlemiyor.
Volkan Şen ile Van Persie'yi ayrı kefelerde tarttığım zaman, kefeler bile isyan ediyor.

***

Volkan Şen bu kadar büyütülür mü?
Büyütülür.
Posterine bile razı olunan ruhsuz adamların büyütüldüğü topraklarda.
İliklerine kadar mücadele eden değerler niye büyütülmesin!

***

Fenerbahçe taraftarı futbolculardan çok daha büyük bir güçtür.
O statta yenilmeyen takım kalmadı.
Ama tribünlerde eski görkemli fotoğraflar bu sezon yok.
Boş tribünlerin futbolcular üzerindeki olumsuz etkisi hesaba katılıyor ama.
O tribünlerin boşalma sebebini oluşturan gerçekleri kimse görmek istemiyor.

***

Fantastik bir hikayeyi tribün meselesine uyarladım.
İki arkadaş ömür boyunca birbirini taşımaya yemin etmişlerdi.
"Bu yolda benimle birlikte yürü." Delikanlı bir gün yalnız başına kaldı ve çölü aşması gerekiyordu.
Adımlarını atmaya başladığında, bir çift ayak izi daha gördü ama yol uzadıkça ayak izlerinin teke indiğini fark etti.
Arkadaşının verdiği sözü hatırladı.
Çaresizliğine isyan etti.
"Hani beni hiç yalnız bırakmayacaktın!" Aradan biraz zaman geçti ki, birden bir ses yankılandı.
"Yanılıyorsun. O ayak izleri bana ait. Çünkü en zor zamanlarında seni sırtımda taşıdım."

***

Futbola gelirsek.
Fenerbahçe 3 haftalık similasyonu atlattı diyelim.
Başakşehir'in sihirli yolculuğuna şapka çıkaralım.
Derbiye gelince.
Galatasaray'ın çok iyi oynadığı ve 2 farklı öne geçtiği ilk yarının ardından.
Şenol Güneş'in yaptığı, bir gemiyi fırtınada tamir etmek gibiyse.
Bruma'nın golü, "tek vesaitle" hem işe hem gezmeye gitmek gibiydi.
Quaresma'ya gelince.
En çok megalomanların ihtiyacı vardır.
Yüzleşmeye!

***

Özel not...
Hayat sadece futbol değil.
İnsanlığın da lüzumu var.
Vedat Yangın, Galatasaray foto muhabiri.
Derbi günü annesini kaybetti, ertesi gün annesi toprağa verilirken telefonu çaldı. Arayan Riekerink'di.
Başsağlığı diledi. "Bir ihtiyacın var mı?" diye sordu.
Hiçbir karşılığı olmayan saygıyla!
Yerli hocalardan göremediğimiz zarafeti gösteren birini işaret etmeliyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor