03 Haziran 2016 | Cuma

Yıldızların altında

Hayat uzun bir yol öyküsüdür.
Futbol da hayatın süsüdür, tek anlamı değil.
Ne güzel günlerdi.
Forma aşkının her şeyin üzerinde olduğu... Transferde pazarlıksız yılların ayakta durduğu masum yıllar.
Arada bir futbolcular transfer için kaçırılır, 31 Temmuz'a kadar bir teknede saklanırdı. O kadar olsun.

***

Her takım futbolcularının kartpostallarını biriktiren zamanı anlatmaya kalksam.
Değer bulmaz, bulmasın.
Mankenler değil, keman ustası Suna Kan'ın dergilerde kapak olduğunu söylesem.
Kimse inanmaz; inanmasın.
Nereden nereye geldiğimizi bilenler biliyor.

***

O dönem hiçbir futbolcunun menajeri yoktu çünkü ağızlarından çıkan söz senetti.
Transferden aldıkları parayla bir ev sahibi bile olmaları mümkün değildi çoğunun.
Şimdikilerin bir transferle yedi sülalesini geçindirecek paraya sahip olmaları da yetmiyor.
Fiyatını artıracak blöfler ve menajer oyunlarıyla, ikiye katlıyorlar açgözlülüklerini.
"Karşılığında ne vereceksin?" diye soran olmadığı için belki.
Ya da yöneticiler ve menajerler arasındaki "sinsi puştluk" tıkır tıkır işlediği için belki.

***

Transfer haberleri sadece gazetelerden öğrenilirdi.
Bir tanesi de yalan çıksın!
Kalbi kasıklarında atan kadınların ve soytarılık yaparak popüler olan adamların, spor medyasında esamesi okunmazdı.
İliklerine şöhret nakli yaptıranlar ülkesinde... Şimdi kulüpler kendilerine itaatte kusur etmeyenler için kulübeler yaptırıyor.

***

Futbolcuların formalarının üzerinde isimler yazmazdı da, yüreklerde yazardı.
O futbolcular sokaktaki insanlarla yollarda çiçek toplardı.
Şimdikiler küfür etse, tekme atsa alkış topluyor.
Şimdiki haydutlar hamile karısına dayak atıyor da utanmıyor!
Eski zamanların o beyefendi adamları, televizyonlarda izlediğimiz şimdiki şöhretlere hiç benzemiyor.

***

Renklerin tahrik edemediği bir insanlık vardı futbolda ve sokaklarda.
Zenginlere gıcık olsa da, paraya değer vermeyen bir gençlik vardı.
Şimdi sanal alem denen küfür kutusundan, istemediğiniz kadar küfür kıyamet ortamı.
Ve bir o kadar itibar!

***

Transfer mevsimi yöneticilerin kulüpleri bataklığa sürükleme sebebidir.
Körü körüne taraftarlığı arkasına alan sistem her şeyi mahvetti.
10 yıl önce 4 büyük kulübün borcu 500 milyon liraydı.
Bugünün borcu 2.5 milyar lira.
Ne Avrupa'da bir başarı var, ne altyapıya yatırım.
Ne acıdır ki, kulüplerin geleceğiyle oynayanlar makbul artık.

***

Şimdiki karanlık adamların alkışlanmasına inat, bizim için futbol her zaman güneşin altında oynanan bir oyundur.
Hep öyle kalacak.
O yüzden bu yazının sonunda, eski zamanlardan kalan pikabıma, gözüm gibi sakladığım plaklardan birini koydum.
"Mavi nurdan bir ırmak, gölgede bir salıncak."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor