17 Mart 2015 | Salı

Abdullah Avcı, Şota ve diğerleri

Hayattaki en değerli gerçek, bulunduğun yere tırnaklarını kazıyarak gelmektir.
Abdullah Avcı, futbolun her kademesinde rüştünü ispatlamak onuruna sahip olmuştur.
Onun ömrünün özetini çalışmak, kendini geliştirmek adamlık anlatır.
Kimseye laf yetiştirmez.
Kimsenin arkasından kuyu kazmaz.
Asaleti de cesareti de, zarafeti de kendine hastır. "Kansızlık grubu aynı olanların", kendisine karşı milli forma içinde kurduğu çeteleşmeye bile suskun kalacak kadar zarif bir insandır.
Elindeki kadro başka bir teknik adamda olsaydı, Başakşehir bugün küme düşme derdindeydi.
Cumartesi gecesi bir kez daha gördük ki. Şampiyonluk sevdalısı Aslan'ın bıyığından 2 tel çekmek, pahalı telefonlarla yorumculara ucuz mesaj çekmekten bin kere değerlidir.
Anlayanlara!

***

İnsanlık adına neredeyse bütün kalelerin düştüğü bir zaman diliminde.
Türkiye'deki teknik adamların, kendi payına düşen bir çirkinlikle anıldığı bir düzende.
Şota diye biri çıkıp, kendi kalesine gol attıracak kadar centilmen davranabilmiştir.
İpe çekileceğini bile bile üstelik.
İnsanlık bazılarının genlerinde var.
Centilmenlikte iz bırakanları kolay bırakmayalım.
Ve Şota'ya sahip çıkanları gördüğümüz zaman... "Biraz daha şerefsizliğe evet!" demeyecek binlerce insan barındırıyor spor dünyası.

***

Bazen teknik adam olmak herhangi bir şeydir de.
Adam olmak başka bir şeydir.
O yüzden Abdullah Avcı ve Şota gibilerine parantez açıyorum.

***

Bakmayın liderliğin herkese davetiye göndermesine.
Liderlik saygı duruşu ister.
Her şeyden önemlisi bilginin ve emeğin hakkını ister.
Göçebe Beşiktaş'ın bu şartlarda lider olabilmesi çok şeydir.
Eldeki kadrolara bakıldığı zaman, Fenerbahçe'nin bugün uzak ara lider olması gerekirdi.
Her zaman söylüyorum bu Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak başarı değildir.
Ama ikinci yapmak bile teknik adam felaketidir.
Birlikte çalıştığı bir önceki teknik adama karşı organize olan İsmail Kartal'ın, kritik maçlarda neden "organize" olamadığını sorgulamaya gerek yok.
5 maçtaki 10 puanlık kayıp anlatır İsmail Kartal'ı.
5 maçtaki Galatasaray galibiyeti değil.
Kişilerin takım ruhunun önüne geçmesine izin veren bir teknik adam, her maç sonrasında konuşma balonlarını aynı sözcüklerle doldurmayı özellik sayıyorsa.
Dördüncü yıldız hayallerin kalbine saplanacaktır!

**

Gelelim sistemin ihanet haline!
Tekrar edildikçe güçlenen haksızlıkların bizim ülkemizde ihanetten başka adı yok çünkü.
Galatasaray-Başakşehir maçının son dakikasında rakibini düşüren Muslera son adam değilmiş.
Kalenin boş olması bile Muslera'yı son adam yapmıyor.
Bu hakemlerin iki haftadır daha bir ayyuka çıkan kırmızı kart lekesi, yorumculuğun kara komedisidir!
Bunu görmek istemeyen yorumcuların gözlerine değil yüreklerine bile gözlük taksanız nafile!
Gönül gözüyle bakmayı öğrenemeyenler için adamlık aramanın lüzumu yoktur.
Çünkü adalete haksızlık edene
yamaklık etmek harika bir meslek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor