03 Şubat 2015 | Salı

Sinema

Futbol adına keyifli maçlar izlediğimiz bir haftaydı.
Özlediğimiz bir sinema filmi gibi.
Galatasaray-Bursaspor maçında özellikle Bursaspor forveti "pozisyon kaçırmaca" oynadı ama ligin en sağlam futbol takımı olduğunu da gösterdi.
Kendi topraklarında "göçebe" sayılan Beşiktaş, Mersin İdmanyurdu karşısında ne haksızlığın hakemine surat astı, ne yediği gole.
Tıkır tıkır oynadı ve kazandı.
Fenerbahçe Karabük karşısında bol pozisyon verdi ama puan kaybetmedi.
Gördük ki, büyük takımlar küçük alevlerde yanmazlar!

***

Futbol sinemasının aynı filme bilet aldıran özel insanları vardır.
Şenol Güneş'e bakıyorum.
Ruhu da adam, duruşu da.
Sadece takımını futbol oynatmak üzerine kurulu düşüncenin ustası.
Okumak isteyenler için başucu kitabı.
Yükselen değerin alçaklık olduğu bir ülkede onurlu duruşun abidesi.
Pazar gecesi Galatasaray'ı sahadan sildi.
Kazanmak hakkıydı ama futbol her zaman hak edene kazanma izni vermiyor.
Bu kadar pozisyon harcamak futbolun yasasında yok.
Ama hakemliğin yasasında Melo'yu korumak birinci madde!

***

Bazı filmlerde kötülük tüm hünerlerini ortaya döker.
O Melo ki, neredeyse her maçta sahanın ortasına en çok çirkinlik bırakan adam!
O Melo ki, hakemlerin gözbebeği!
Cüneyt Çakır'la açılan kapıda, birçok hakem duvarlarını Melo posterleriyle süslemeye başladı.
Siz Fırat Aydınus!
Bir hakem olarak adaleti mi temsil ediyorsunuz?
Gözünüzün önünde rakibin ayağına basıp ikinci sarıdan sahadan atılması gereken Melo'yu korumakla hakemlik onurunu mu korudunuz?
Böyle bir eylemde meslek gururunu ne yapıyorsunuz?
Ve niye yapıyorsunuz bunu?
Adınızı çamurla yazdırmak için mi?
50 metreden Fenerbahçeli Caner'in "ulan" sözcüğünü duyacak kulak sizde var da, 2 metre önünüzdeki hareketi görecek gözünüz yok mu?
Melo'nun yumruk atmasından mı korkuyorsunuz? Yoksa bu adamın çirkinliklerini seyrederken kendinizden mi geçiyorsunuz?
Yeminleriniz nerede?
Düdük onurunuz, kurallar!
Bütün cevap şıkları sizin!
Kendinizle yüzleşebilecek cesaretiniz var mı? Ve hala düdük çalacak yürek sizde mevcut mu?

***

Bazı filmlerde Şenol güneş gibi usta yönetmenlerin elinde bitmiş adamların yeniden doğduğunu görürüz.
Ama aynı adamların yeteneğini sollayan cehaletine yenik düştüğünü de görürüz. Volkan Şen gibi!
Galatasaray maçında sahanın en iyisi.
Ama aynı zamanda takımının Truva Atı!
Kaybedilen puanın da baş sorumlusu.
Görüyoruz ki, böylesine çelişkiler ancak cehalete yakışıyor!

***

Ama güzellikler adam olana yakışıyor.
Hamza Hamzaoğlu.
Rakibin en iyi adamı kırmızı kart görüp sahadan çıkarken onu teselli edecek kaç adam gördünüz bu topraklarda?
Futbolun içinde güzel insanları görebilmek, çok sevilen film karelerinde buluşmak gibi.
Maçlardan sonra bir yorgunluk kahvesi en çok onlara yakışıyor.

***

Ama olmayan adalet sinemasında bazı hakemlerin kayıtsız şartsız hakimiyetini gördüğümüz zaman da…
Perdeyi indirmek bizlere yakışıyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor