06 Ocak 2015 | Salı

Yıldız

Futbolda hava karardı.
İnsan ışık arıyor, güneş arıyor.
Enstantane arıyor.
Alex'ten sonra göz zevki kaybolan tribünlere ilaç niyetine sanatçı arıyor.
Bunun adı sevgili dakikalar!
O dakikaların içinde bol köpüklü kahve keyfi veren bir yıldız bulmak mesele artık.
Alper Potuk gibi.

***

Alper Potuk topla giderken patlamış mısır etkisi yaratıyor.
Rakip hangi mısır tanesine koşacağını şaşırıyor.
Futbol; kaybettiği anlamı bulmaya çalışırken, Alper Potuk gibilerinin futbola kattığı değer, duyguyu geri çağırmak gibi.
Çünkü pozisyonların da kalbi var.
Futbolun sadece sonuç kısmının cazibesine kapıldığınız zaman güzelliklerin değeri kalmıyor.
Oysa basit bir pozisyondan bile harika bir gösteri yaratılabilir.
O yüzden futbolun gönlünü okşayan en özel adamdır Alper Potuk.
Gökhan Töre ile birlikte. Futbolun karanfil kısmını da hesaba katmalıyız.

***

Zarafet; diksiyonu bozuk adamların anlamak istemediği bir gerçek çünkü.
Selçuk İnan'ın maç sonrası ekranda maziye dönük savunma metnine baktım.
Kendisini milli takımda oynatmadığı için Abdullah Avcı'ya nasıl tavır aldığını gururla anlattı. Bir çuval incirin içini kendine yakışan biçimde doldurdu.
Burak Yılmaz'la birlikte milli takım formasına karşı nasıl örgütlendiklerini anlatmasına gerek yok, biz biliyoruz.
Bazılarının sadece futbolcu olarak adı vardır. Adam olarak değil.
O yüzden Alper Potuk'un takımında oynamadığı zamanlardaki duruşunu poster yapıyorsak.
Bilinmelidir ki... Çiçek borsasında karanfil hala bizim liderimiz.

***

Bazı hakemler ligin ilk yarısında futbolun varoluşuna değil, yok edilişine çalıştılar.
Eşek arıları gibi hem soktular, hem iğnelerini bıraktılar.
Acizdiler, kaypaktılar.
Hakemler çirkinliklerinden sorgulanır.
Çünkü onlara adalet yakışır.
Ama adaletin zerresini göremedik.
İtirazı olan kanıtlarla buyursun!
O yüzden ligin ilk yarısındaki birçok hakeme de, onların arkasında duranlara da saygı duymam.
Duyanlar duymayanlara duyursun!

***

Hey gidi Veli Kavlak! İlk yarının sonunda gönlümüzdeki Fair Play adayı.
Adamlığın zaferini kutlayacağı sanılırken, Galatasaray maçında sportmenlikten de of oldu.
Futbol zekasından da!
Kendisini çembere çeken Sneijder ve Melo'nun tuzağına düşecek kadar aciz kaldı. Her şeyden önemlisi maçı kimin yönettiğini unuttu. h h h Geçen yıl Cüneyt Çakır'ın yönettiği Galatasaray-Beşiktaş derbisini hatırlayın.
Galatasaray 1-0 kazanmıştı.
Maçın hakemi Cüneyt Çakır.
Melo'nun en az 4 sarı kartlık pozisyonuna gözlerini yuman adam!
Galatasaray-Beşiktaş maçlarına Cüneyt Çakır'ın verilmesinin anlam ve önemini merak ediyorsanız.
Birbirini tamamlayan görüntüleri izleyin.
Melo'nun Veli'ye attığı dirseğe, Veli'nin pozisyonuna yataklık eden Sneijder'in kışkırtıcı rolüne bakın.
Elbette Veli kırmızı kartı hak etti.
Ama Galatasaraylı futbolcuların hak ettikleri nerede?
Cüneyt Çakır için Galatasaraylı futbolcuları kartlardan muaf tutan gerçeklere de, diğer hakemlerin ayrımcılığına da tuhaf bakmıyoruz artık.
Gördüklerimiz yeterli.

***

Çocukluğun masalıdır yıldızlar.
Bunu en iyi babasının elinden tutup maça götürdüğü çocuklar bilir.
Adaletin yıldızıdır hakemler!
Bunu bütün dünya bilir.
Hakemler ligin ilk yarısını kapattı.
Bizler itimat sezonunu kapattık.
Görünen o ki...
Adalet ve hakemlik!
İkisinden birini reddetmek gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor